Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


14.8.19

"Çifte Bela - Jeaniene Frost" Kitap Yorumu ♛



    Herkese kocaman bir sss-iii-laaam canlarım. Umarım görüşmeyeli herkes gayet iyidir. Geçip giden bir bayramın ardından toplanan harçlıklar yüksektir, tatile gidenler hemencecik dönmek zorunda kalmamıştır gibi gibi birçok güzel dilek ile açılış konuşmamı yapmak istiyorum. Ben normalim, her şey gayet sıradan yani. Artık büyüdüğüm için adam gibi harçlık verenlerin sayısı çok azaldı. Bu durum beni sinirlendiriyor ama elden ne gelir? Öyle işte, birkaç günün ardından yine buradayım. Aslında canımın içi Gece Prensi serisinin bu muhteşem ikinci kitabının yorumunu daha erken girecektim ama dışarı çıkıp sosyalleşmem gerekti.

kapaklarda neden hep cıbıldak kaslı erkekler var? 
   Evet öncelikle bu yorum serinin ilk kitabından ve biraz da bu kitaptan olmak üzere bolca BOLCA BOLCA spoiler içerecektir. Bunu göze alıp okumanız tavsiye edilir çünkü sonra yazan kişiye carlama, laf atma gibi durumlar olmaması istenmektedir. Arz ederim.



    İlk kitabın sonunda has düşman Mihaly Szilagyi yenilmişti ama dağda çıkan patlamada canımın içi yarim Vlad, Leila'ı korumak için onu aurası ile kaplamıştı. Bu yüzden Leila, Vlad gibi ateşe karşı bağışıklık kazanmıştı ama kendi güçlerini kullanamıyordu. Çifte Bela da tam bu noktada başladı ama Vlad ve Leila'nın arası kötü çünkü Leila hislerini Vlad'a söylediği halde ondan bir geri dönüş olmadı. Bu kısma ayrıca bayıldım çünkü Leila hiç ona karşı olan hislerini saklamadı. Pata pata söyledi her şeyi, işte benim güçlü kızım! Ve Vlad ona karşılık vermeyince yanından ayrılması gayet de iyi bir karardı çünkü VLAD MUHTEŞEM SEKSİ OLAĞANÜSTÜ falan ama ben kız tarafıyım. Kızımı üzmeyeceksin Vlad efendi. (ama sende üzülme dayanamam dayanamam)

    İşte Leile evden ayrılıyor ve Maximus'un önderliğinde Marty'nin yanına sirke gidiyor. Ama o da ne? Yeni bir düşman daha. Tamam düşmanların olması iyi bir şey ama Allah aşkına bir huzur verin de canım çiftim adam gibi bir takılsın, bir mutlu olsun. Her an kötü bir şey olacak diye diken üstünde oturmaktan yoruldum :(

ben vlad'ı böyle hayal etmemiştim be!

    Sirkte neler olduğunu anlatmayacağım ama yazarın ters köşesi sayesinde çok sevdiğim bir karakter öldü sanıyoruz ve ben buna köpek gibi ağladım. Leila bile bu kadar ağlamadı ayol. Çok duygusal bir sahne de yoktu ve neden bu kadar çok ağladım bilmiyorum ama AĞLADIM İŞTE. Duygusalım, ne yapabilirim ayol? BU BENİM SUÇUM MU? Leila ve Maximus sahneleri de çok güzeldi bence, arada Vlad olmasa ikisine 'yürü ya kulum' derdim ama  #TEAMVLAD olduğum için diyemedim. Yine de Maximus'u umarım diğer kitapta da görürüz çünkü çok tatlı ve mutlu olmayı hak ediyor. (çünkü buna ben karar veriyorum ya, hıh)

    Yazarın Leila ve Vlad yüzleşmesini geciktirmemesini sevdim, Vlad'ın hislerini söylediği sahne de ultra güzeldi ve bence tam yerindeydi.  İkisinin arasındaki ilişkiye bayılıyorum ya! Vallahi çok tatlılar, sürekli kötü şeyler olmasa da böyle şirin şirin takılsalar. Tabii Vlad ve şirinlik pek yan yana gelecek bir şey değil ama olsun. Ayrıca, Leila'nın sürekli kan kaybetmesi ve ölecek duruma gelmesini yazar çok iyi bağlamış ve ve ve vampir olma meselesini de uzatmamalarına sevindim. Doya doya birlikte yaşayın işte canım. (ve zindandaki sahneleri neydi öyle? kalp krizi geçiriyordum okurken!)

ay buna da bayıldım! 




    Bu seferki düşmanımızın sebebi biraz yersizdi ama seriyi çok sevdiğim için bunu görmemiş gibi yapacağım. Hem zaten Mihaly pisliğinin ölmediği çok belliydi, o yüzden kitabın sonunda yazarın bunu böyle çok şaşırtıcı bir şeymiş gibi göstermesi komik ama BUNU DA GÖRMEMİŞ GİBİ YAPACAĞIM.






   Üçüncü kitabı sabırsızlıkla bekliyorum, bence vampir türünde yazılmış en İYİ, ENFES, HARİKA serilerden bir tanesi Gece Prensi serisi. Bayılarak okudum ve yazarın Gece Avcısı serisine de başladım. Vakit bulabilirsem onun ilk kitabının yorumunu da girerim. YİNE DE KİMSE BİR VLAD, KİMSE BİR LEİLA DEĞİL. KURBAN OLURUM BEN SİZE. (görüyorsunuz ki buralarda coştum)

    Öhöm. sakinim, pardon. Daha da cıvıtmadan ben gideyim bari. Bir daha görüşünceye kadar, kendinize çok iyi bakın! Adios. ☺









ALINTILAR ♛ 




    "Leila."
    Adımı söyleyiş şekli başımı aniden kaldırmama sebep oldu. Vlad'ın gözleri yine yanık maun rengini almıştı. Artık o gözlerdeki tek yeşillik, irislerini saran doğal halkaydı. 
    "Kimseden saklanma," diyen Vlad, saçımı itip omzumu açtı. "Yalnızca budalalar, hayatta kalanlara yara izlerinden ötürü acır. Ve budalalara asla yaltaklanmamalısın." 

                 (Sayfa 21) 





    Vlad kaşlarını fırtına bulutları gibi çattı. "Bu kadarı yeter. Bana nerede olduğunu söyle." 
    Neredeyse, "South Bend, Indiana," diyecektim, çünkü bunu Vlad'a söylemenin ne zararı olabilirdi? Sonra duraksadım. Rüya Vlad'ı neden tatmin edecektim? 
    "Seni İlgilendirmez'le Siktir Git'in kesişimindeyim." 

                     (Sayfa 98) 





    "Ben de sana dokunmak istemiyorum." 
    Sözleri yüzüme tokat gibi çarptı ama ben cevap vermeden Vlad söze devam etti. 
    "Kimse senin verdiğin hissi vermiyor, o yüzden tenine her dokunuşum bana kaybettiklerimi acımasızca hatırlatıyor. Sana bakmaya bile dayanamıyorum, çünkü kendime hatırlama izni verdiğimden daha güzelsin ve Maximus'u bağladıkları o teli keserken her yerinde senin kokunu aldığımda, onu öldürmeyi hayatımda kimseyi öldürmek istemediğim kadar istedim. Ama sana söz verdiğim için bunu yapamadım." 

                  (Sayfa 143) 





    "Ah, bana ne kadar merhametsiz olduğunu hatırlatmana gerek yok," derken, içimdeki öfke ve acı yüzeye çıktı. 
    "Belli ki gerek var," diye yanıt verdi Vlad. Sonra yüzüme bana kor gibi sıcak gelen elleriyle avuçladı. 
    "Beni sevdiğini iddia ediyorsun ama senin sevdiğin adam aslında yok. O adam çocukken yıllar boyu dayak yediğinde, tecavüze uğradığında hayatta kalamazdı, çünkü yerle bir olmasına engel olan tek şey, salt nefretti. O adam, elindeki tek taktiksel avantaj korku olduğu için, yaklaşan daha büyük bir ordunun içine dehşet salmak adına yirmi bin tutsağı kazığa geçirtmezdi. Ve o adam, aşık olduğu kadınla ilgili ona yalan söylediği için, en yakın arkadaşlarından birini hapse atmazdı. Ben o adam değilim."
    Vlad ellerini indirip geri çekilirken, yüz ifadesi hala korkutucu derecede yoğundu.
    "Anlıyorsun ya, seni sevmemi istemiyorsun. Sen, kendi uydurduğun versiyonumu istiyorsun. Şövalyeyi istiyorsun, oysaki ben ejderhayım ve hep öyle olacağım." 

                          (Sayfa 176-177) 





    "İnan bana, mezara girmek gibi bir niyetim yok."
    Cat'in bana attığı bakış, onun yaşını yanlış tahmin edip etmediğimi düşünmeme yol açtı. Cat'in yakın zamanda ölmeyen olduğunu sanıyordum ama o bakışta, asırların ağırlığı vardı.
    "Bazen istesen de istemesen de mezar seni bulur."

                        (Sayfa 251) 





    "Şeytanın yaptığı en büyük numara, dünyayı aslında var olmadığına inandırmaktı." 

                        (Vlad, sayfa 377) 





    






PUANIM ♛ 



           5 YILDIZ:  Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım! 











0 yorum:

Yorum Gönder