Herkese tekrar silam arkadaşlar. Benden beklenmeyecek bir şekilde birkaç gündür üst üste yorum giriyorum. Kafama ne düştü, bana ne oldu bilmiyorum ama durum bu, nihaha. Bugün de full evdeydim, bu müthiş müthiş müthiş kitaba da dün sabah başlamıştım ve aynı günün akşamı bitirmiştim çünkü AMANIN ÇOK GÜZELDİ. VALLAHİ BİLLAHİ O KADAR GÜZELDİ Kİ! Gidip tekrar tekrar okumamak için kendimi zor tutuyorum. Zaten bugün de serinin ikinci kitabını bitirdim, onun yorumunu da yarın falan girmeye çalışırım ama bakalım.
kapak biraz öyh ama olsun. |
Ana karakterimiz Leila Dalton adında, körpecik, minicik, içi dolu turşucuk olan bir kızımız. Kendisi bir sirkte, en yakın arkadaşı dediği bilmem kaç bin yaşındaki Marty adlı bir vampir ile çalışıyor. Bunlar falan hiç spoiler değil, endişelenmeden okumaya devam edin o yüzden. Ama sevgili Leila normal bir kız değil. On üç yaşındayken devrilen elektrik direğine dokunuyor ve bir anda puf! Yeni güçler kazanıyor. Evet nedir bu yeni güçler hemen bahsedelim. Leila'nın içinde elektirik var. Elektriği kontrol edebiliyor ve sağ eli ile dokunduğu insanların en büyük günahını, onların geçmişlerini, geleceklerini ve şimdiki zamanlarını görebiliyor. Ama insanlara dokunamıyor çünkü onları sürekli çarpıyor. Vampirler falan onun çarpmasına dayanabiliyor gerçi ama birkaç saat sadece.
Evet Leila böyle özel bir insan işte. Müthiş derece ölümcül güçleri olan bir ölümlü. Bir gün sirkte prova yaparken üç tane iğrenç vampir tarafından kaçırılıyor ve zaten zor olan hayatı daha da zorlaşıyor. Ama ama ama... bu sayede canımın ta içi Vlad ile tanışıyor. Allahım... Allahım! Leila'ı kaçıran vampirler ondan Vlad'ı bulmasını istiyor. Bu arada Leila'nın gücü sadece insanlara dokunması ile çalışmıyor, insanların sahip oldukları, bir iz bıraktıkları her şeyden onları hissedebiliyor. Bir saç telinden insan kemiğine kadar her şeyden yani. Öhöm, işin özü böyle Vlad'a ulaşıyor ama diğer insanlarda olduğu gibi olmuyor ve Vlad onu kafasının içinde hissediyor çünkü VLAD EF-SA-NE-Vİ! Akıl okuyabilmesinin yanında ateşi kontrol edebiliyor, onun yanında da kendisi tarihteki Dracula! Gerçek Dracula yani! Amaaan amaaan!
ay kız bu ne güzel! |
İşte bu yüzden Vlad, Leila'ı kurtarmaya geliyor ve böylece, kader onları bağlıyor. Allahım, tamam ben romantik, duygusal bir jöleyim ama karşımdaki da Vlad Basarab yani. Dracula olan! Öyle müthiş, seksi, hoş, şa-ha-ne ki onun hakkında tamamen ayrı bir yazı yazmam gerek çünkü öyle çok sevdim. İkisinin ilişkisi tam yerindeydi. Ne eksik, ne de öyle fazla vıcık vıcık bir ilişkiydi. Leila da tam istediğim kadın karakterdi. Beni hiiiç utandırmadı, sinir etmedi, onun yüzünden tırnaklarımı yemedim. Ayh benim güçlü kızım! Off, siz benim yeni favori çiftim oldunuz, agagga.
İşte olaylar olaylar derken Vlad, Leila'ı yanına alıyor. Leila'nın yanında minnoş Marty de var ve bir süre sonra kadroya babası ve kız kardeşi de katılıyor ama bahsedilmeye değer bir ayrıntı değil. Vlad ve Leila, ortak bir düşmana karşı birleşiyorlar ama aralarındaki çekim İNANILMAZ çünkü Leila'nın elektrik yüklü bedenini canı acımadan tutabilen tek canlı Vlad. Neler olduğunu tahmin edebiliyorsunuz değil mi?
Kitap vallahi tam benim istediğim gibiydi. Müthiş ana karakterler, buram buram tutkulu bir çift, zeki ve alt edilmesi zor bir düşman, tatlı yan karakterler! Maximus'a da ayrıca bayıldım. Seni şirin köpek seni.
Herkese ama herkese tavsiye ediyorum. Alın, okuyun, bayılın ve tekrar okuyun. Bu döngüyü böyle sonsuza kadar devam ettirebilirsiniz. Olumsuz yorumlara aldırmayın ve kararı kendiniz verin. Gerçekten muhteşem bir kitap, enfes bir seri. Ben yazarın diğer kitaplarını dayanamadım ve internetten aldım. Gece yarısı diğer serisine başlayacağım. Onda da Cat ve Bones var sanırım. Bu ikiliyi de burada kısa bir ara görüyoruz. Onları okumaya can atıyorum.
İkinci kitabın yorumunda kendimi tutmayacağım ve bolca spoiler vereceğim ama şuan sakinim. Yavaşça bu yazıyı bitiyorum ve Vlad'ı düşünüp feels geçirmeye gidiyorum. HOŞ-ÇA-KA-LIN.
ALINTILAR ♛
"İnsanlar istedikleri her maskeyi takabilirler ama herkes günahlarını içinin derinliklerinde taşır."
(Leila, sayfa 72)
"Sana daha önce de söyledim," derken, sesim anılarla boğuklaşmıştı. "Herkes günahlarını derinlerde saklar."
Vlad bileğini ısırıp iki kızıl delik yaratmadan hemen önce, köpek dişleri bir an için parladı.
"O halde gel," dedi Vlad, bileğini uzatarak. "Ve benimkini tat."
(Sayfa 146)
"Kusura bakma. Bütün bunları doğaçlama yaşadığımı biliyorsun ama bundan önce bir düzine ilişki yaşamış olsaydım bile... Onların beni, seninle birlikte olmaya hazırlayabileceğinden emin değilim."
Vlad kendinden tamamen emin bir tavırla, "Hazırlayamazdı," dedi.
Kendini beğenmişliğine alışmam, gerçekten biraz zaman alacaktı.
"O halde sana en başta söylemem gereken bir şeyi söyleyeyim." Ellerimi göğsüne koydum ve parmak uçlarımda dikildim. "Buna seviniyorum." diye fısıldadığım kulağını öpüverdim.
(Sayfa 212)
Vampir güldü. Başka koşullar altında olsa, onunki gibi hoş bir yüzü, parlak mavi gözleri ve koşucu vücudu olan birinin çekici olacağını söylerdim ama kimse, sizi sulu bir biftekmişsiniz gibi doğramaya hazırlanırken gözünüze hoş görünemezdi.
"Aron Razvan olarak doğdum ama son üç asırdır kendime... İngilizce tercümesiyle, Yarıcı diyorum."
Vahşet çağrıştıran bir lakap seçmiş olması şaşırtıcı değildi. Sert görünmek isteyen kimse Taç Yaprağı gibi bir lakap seçmezdi.
(Sayfa 337)
PUANIM ♛
5 YILDIZ: Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım!
0 yorum:
Yorum Gönder