Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


9.7.17

"Kabuğunu Kıran İnci - Nadia Hashimi" Kitap Yorumu ♛



    Selam canlarım. Fazla zaman geçirmeden tekrar burada olmak istedim. Bu sene okuduğum her kitabın (beğensem de beğenmesem de) yorumunu girmek istediğim için vakit kaybetmeden bir yorum daha gireyim bari dedim. Kabuğunu Kıran İnci'yi bu sene okudum, mart ayında okumuşum hatta. Okumam baya uzun sürmüştü diye hatırlıyorum, kitabı sevsem bile beni sıkmıştı açıkçası. 2014 de Goodreads de en iyi on romandan birisi seçilmiş kitap, kapağında öyle yazıyor. Bende başta bunu görünce büyük bir beklenti içerisine girmiştim ama maalesef, en iyi roman seçecek kadar beğenmedim. Tamam iyiydi, gerçekten iyiydi ama EN iyisi değildi bana göre. Çok çok büyük beklentiler ile başladım kitabı belki de bu yüzden böyle hissetmişimdir. Pöf.

    Ama gerçekten beğendim, vallahi bak. Bazı yerleri beni sıktı, kabul edebiliyorum ve çoğu yerde de hissetmem gereken duyguyu hissedemedim ama yine de beğendim. Konusu güzeldi en başta ama AMA daha iyi bir şekilde işlenebilirdi bu konu. Kitap 2007'nin Kabil'inde geçiyor. Yani Rahima için orada geçiyor, kendisi bir Afgan kızı. Daha küçük olduğunu hatırlıyorum, on üç yaşında olması lazım. Hiç erkek kardeşi yok, dört tane falan kız kardeşi vardı sanırım. Kesin konuşamıyorum çünkü kitabı net hatırlamıyorum ve elime alıp bakmak için de çok üşeniyorum. Lanet olası ben.

nedense bunu çok beğendim, ehehe.


    Bir de Shekiba var. Onun hikayesi de yüz yıl önce yaşanmış. Rahima'nın büyük büyük anneannesi işte. Bu iki karakteri birbirine bağlayan şey Bacha Posh geleneği. Evlilik çağına gelene dek bir kızın erkek gibi giyinip erkek çocuğu gibi davrandığı bir gelenekmiş yani. Rahima da Shekiba da bunu yapıyor, Shekiba için bu durum biraz daha farklı tabii ama buralar hep spoiler, dıııııt.

    Afgan kadınlarının yaşadığı zorlukları kitapta net bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle de Rahima'nın bölümlerinde. Buradan sonraki cümlelerde spoiler var, dikkat.  Rahima bacha posh geleneği sayesinde bir süre Rahim oluyor ve özgürlük ne demekmiş öğreniyor. Ama bu gelenek ona bela oluyor çünkü lanet bir herif onu dışarıda top oynarken görüyor ve BOM! Rahima'yı zorla evlendiriyorlar. Zaten kitapta da en çok ona üzüldüm, tamam Shekiba da zor şeyler yaşamış ama Rahima ile ikisini kıyaslarsak Rahima'nın çektiği acılar daha ağır basıyor.

    Kendisinden çok büyük bir adamın dördüncü eşi oluyor. Kız daha küçücük ya! O yaşında bir de hamile kalıyor ona tecavüz eden kocasından. Kocası bile diyemiyorum aslında o lanet herif için vallahi sinirlerim falan oynuyor. Zaten diğer eşleri ve pis şerefsizin annesinden çektikleri yetmiyormuş gibi bir de kız kardeşi ile bir olaylar oluyor. Ne olayı olduğunu söylemiyorum, o kalsın bari öğrenmeyin bunu da. Yani Rahima'nın çektiğini vallahi kimse çekmemiştir ya, çok üzüldüm ben o kıza.

    Shekiba olayı daha başka zaten. Ona da üzüldüm, bir anda tüm ailesini kaybetti kız. Zaten yüzünün yarısı yanmış iki yaşındayken, bu yüzden herkes ona canavar muamelesi yapıyor. O kısımlar da beni deli etti. Kitabın içine girip babaannesinin falan saçını başını yolasım geldi yemin ederim. Sen ne iğrenç kaknem çirkin bir kadınsın be babaanne bozuntusu! Yatacak yerin yok senin ayol, piiiis.

    Tamam artık spoiler yok, sakinim.   Okumayı en çok sevdiğim bölümler Rahima'nın bölümleriydi. Özellikle sonlara doğru bir kaç sahne var onları çok çok merakla bekledim ve Shekiba'nın bölümlerini uça uça okudum resmen. Kitap boyunca pek duygulanmamıştım, sadece Rahima'nın bir kaç sahnesinde çok fena duygulanmıştım ama o son sahnede vallahi burnumun direği sızladı. Son paragraflar beni bitirdi, ciddi ciddi ağlayacaktım yani.

    Genel olarak beğendim kitabı ama en başta da dediğim gibi, öyle ÇOK ÇOK beğenmedim. Konu güzeldi, cidden çok güzeldi ama ben kitabın içine giremedim işte o duyguları hissedemedim falan filan. Cidden hissedemedim çünkü bazı yerlerde duygulanmak dışında bir tık olmadı bende. O sıralar da biraz kendimde değildim, okul beni çarpıyor ya ondan öyle oluyorum.

    Kitaba bir şans verebilirsiniz. Zaten çıkalı çook oldu, bir çok insanın okuduğundan eminim. Hah, bu arada kitap için Lemur Kitap'a da çok teşekkür ederim. Her zamanki aptallığım ile kitabı baya geç okudum ama ne yapabilirim? Jöle beyin olmak da zor işte. Siz benim yaptığımı yapmayın, kitapları alınca hemen hemen okuyun. İki üç yıl bekletmeyin. Neyse, kitabın belirli yerleri beni sıktı ama yazarın dili gerçekten akıcı. Farklı bir ruh halinde olsaydım okumaktan daha çok keyif alırdım.

    Afgan kadınlarının yaşadığı zorluklara küçük de olsa bir bakış atmak için bile okumalısınız bu kitabı. Yorumlardan gördüğüm kadarıyla düşük puan veren hiç olmamış ve gerçekten düşük bir puanı da hak etmiyor kitap. Belirttiğim bazı hususlar dışında beğendim, tekrar tekrar aynı şeyi söylemek istemiyorum ama NE SÖYLEYEBİLİRİM DAHA FAZLA? Artık susmak ve gitmek istiyorum. Evet, ev-vet. Şimdi ikisini de yapıyorum, adios.









                                            ALINTILAR ♛



    Kumaşın ucundan çekince kitap eline doğru kaydı. İki eliyle sıkıca tutup tabureden indi. Kuran, gümüş iplikle nakışlanmış ince, yeşil bir örtüye sarılmıştı. Bu annesinin duvağıydı. Shekiba Kuran'ın tozunu silkeledi, kutsal kitabı öpüp başına koydu ve babasının öğrettiği gibi, sol ve sağ gözüne değdirdi. 
    "Kuran'ı neden bu kadar yükseğe koyuyoruz, Madar-jan? Uzanması çok zor!" 
    "Çünkü Kuran'ın üstünde hiçbir şey yoktur. Allah'a saygımızı böyle gösteririz." 

                   (Sayfa 99) 




    Belki de oğlan olarak kalabilir, Abdullah'la sokaklarda koşturabilir, öğretmenin arkasından burun kıvırabilirdim, babam saçlarımı okşardı. Beni severmiş gibi. 
    Ama benim nasibimde bunlar yoktu. 
    "Her şey Allah'ın takdiri kızlar. Allah'ın sizin için bir planı var. Nasibinizde ne varsa o olur." 
    "Allah kendi nasiplerimizi seçmemizi istemiyor muydu?" 

                    (Rahima, sayfa 130) 




    "İnsan ruhu, ne derler bilir misin, insan ruhu için? Taştan sert, çiçek yaprağından narindir." 

                      (Khala Shaima, sayfa 219) 




    Ölüme yakın yaşayanların kaybedeceği şey yok gibidir. Başkalarının düşünmeyeceği şeyleri düşünür, söyler ve yaparlar. Khala Shaima ve ben ise tam da böyle bir durumdaydık. O sağlığı yüzünden, bense sabahları gözlerimi açmak istemediğim için. Aramızda bir sohbet şekillenmeye başladı. Dile getirilmeyen, yanlış söylenen sözlerle, manidar bakışlarla. İkimizin de ne düşündüğünü söylemek zordu ama keşfetmeye değerdi. 
    Çünkü Khala Shaima'nın da hep dediği gibi, herkesin bir kaçış yoluna ihtiyacı vardı. 

                        (Rahima, sayfa 354) 




    Mezarlığı, mezar taşlarını düşündüm. Bazıları eski, bazıları yeni. Saka kuşları biz gidene kadar ayrılmamışlardı. Arabayla uzaklaşırken kanat çırptıklarını görmüştüm. Kuşlar bir bir havalanmışlardı. 

                         (Rahima, sayfa 381) 













                                                     PUANIM  


    4 YILDIZ:  İlişkimiz böyle güzel devam ediyorken neden bu kadar çabuk bittin ki?














2 yorum:

nurten dedi ki...

bu kitabı hiç bir yerde bulamıyorum.Nerden bulabileceğim konusunda bir fikriniz varmı

Zeynep Dilara dedi ki...

Yayınevi basmıyor sanırım, onlara sormak lazım.

Yorum Gönder