Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


7.2.17

"Sen Bunu Okuduğunda Ben Ölmüş Olacağım - Julie Anne Peters" Kitap Yorumu ♛



    Selam canlarım. Aradan çok zaman geçmeden ve lanet derslerim de gittikçe ağırlaşmadan buraya girebildiğim kadar yorum girmem lazım. Herkesin bildiği gibi lanet okul yeniden başladı ve ben kendimi hiç de ikinci döneme girmiş gibi hissetmiyorum. Sanki sadece iki gün boyunca okula gitmedim ve sonra pof! geldim ve hiçbir şey olmamış gibi ders işlemeye devam ediyoruz işte. Yahu insan azıcık sohbet muhabbet falan eder yani ne bileyim! Ders ders ders ders! Bayılmam gerek, A-Cİ-LEN!

Orijinal kapağı bu, bence bu enfes
bir şey ama bizim kapak da baya şirin olmuş.
Gidin alın bakın xd. 
    Öyle işte, iki gün oldu ama şimdiden sıkıldım ama kimse bana fikrimi sormuyor. Kendimi dinleyen de sadece kendim olduğum için bu konuyu şimdilik rafa kaldırıyorum. Buraya 2017 de okuduğum en güzel kitabı yorumlamaya geldim. En güzel kitabı demek doğru mu şimdi emin olamadım ama çok güzeldi vallahi. Favorilerim arasına girdi ama, o derece çok beğendim yani!

    Kitabı bu sene düzenlenen fuardan aldım ve normalde aldığım kitapları en az bir kaç ay bekletmem ile meşhur olan ben, bu kitabı aldıktan bir hafta sonra falan okudum. Evet, benim için de şaşırtıcı bir durumdu ama kapağı çok tatlıydı ve arka kapakta yazan şeyler de çok ilgimi çekti.


    Sen Bunu Okuduğunda Ben Ölmüş Olacağım (aslında kısaca SBOBÖO diyecektim ama kusma sesine benzediği için vazgeçtim), hayatı boyunca büyük küçük herkesten bir şekilde zorbalığa maruz kalan ve bir çok kez intihar girişiminde bulunan on beş yaşındaki Daelyn'in hayatını anlatıyor bize. Daelyn için hayat hiçbir zaman güzel gitmiyor ve yeni kayıt olduğu lisede de durum değişmiyor. Daelyn kendini öldürmeye çok kararlı ama bir çok kez bunu farklı yollarla denediği halde hep kurtulduğu için artık bunu daha iyi bir şekilde yapmak istiyor ve İnternet de Işığın İçinden isimli bir site keşfediyor. Bu site hayatına son vermek isteyen insanlarla dolu ve her kişiye farklı bir geri sayım süresi veriyor. Daelyn da bu siteye kayıt oluyor ve intihar etmek için 23 günlük geri sayım süresi böylece başlamış oluyor. Zaten kitap da 23. günden başlıyor ve o şekilde devam ediyor.

    Bunların hiçbiri spoiler değil, merak etmeyin o yüzden. Daelyn'nın hayatı böyle devam ederken bir gün bankta yanına bir çocuk oturuyor. Santana! Ah Santana! Sen benim en en en favori karakterlerimden birisi oldun! Seni nasıl sevdim anlatamam şekerim, böyle sana sarılıp içime sokmak istiyorum! Ay hayatımda Santana gibi birisinin olmasını o kadar çok isterdim ki! O çocuk hayal ettiğim her şeyin küçük bir minyatürü gibi ve bu benim çok hoşuma gitti. Uzun bir süre boyunca ağzımı yaya yaya 'ahh santana ahh' falan demek istiyorum.

    Sayfa sayısı çok fazla bir şey değil (268 sayfacık) ama anlattığı konu o kadar büyük ki! İnsan olan herkesin farkında olması ve ona göre davranması gereken bir konu, zorbalık. Dünyada zorbalığa uğrayan ve bunu kimseye anlatamayan, sesini duyuramayan o kadar çok çocuk, genç, kadın, erkek, insan var ki! Çok ağır bir konu ya, gerçekten insanın yüreği dayanmıyor okurken. Bir çok yerinde nefes alamadığımı hissedip kitaba ara verdim çünkü cidden okudukça nefes alamıyordum. Daelyn için yüreğim ortadan ikiye ayrıldı ama Santana için de dört parçaya falan ayrıldı sanırım. İkisinin durumu baya farklı sayılır aslında ama ikisi de bunların hiçbirini hak etmeyen, dünya güzeli karakterler. Yine de birbirlerini buldukları için seviniyorum, Santana Daelyn'ı bulduğu için seviniyorum.

    Okudukça çıldırıyordum ve anlamsız şeyler yapıyordum. Genel olarak şöyle bir şeye benziyordum sanırım;


 

 






    Gerçekten okuduğum en iyi kitaplardan biriydi! İnsan olduğunun bilincinde olan ve kesinlikle çocuk sahibi olacak olan, çocuk yetiştiren herkes ama HERKES alsın bu kitabı okusun. Okuduktan sonra kafanıza kocaman altı tuğla yemiş gibi hissediyorsunuz ve işin tuhaf tarafı da bundan çok fena zevk alıyorsunuz. Bu kitabı bekletmeden okuduğum için çok memnunum ve herkese de zorla okutacağım. Etrafımdaki insanların hepsi bunu okumak zorunda. Zorundasınız, nihaha.

    Kitabın sonu hakkında ne hissedeceğimi bilemiyorum ama ben ucu açık sonlara bayılırım. Yine de bunun ucu o kadar da açık değildi çünkü kitabın adı bile sonu için bir spoiler BENCE. Peki bu ağlamamı engelledi mi? Elbette hayır saçmalamayın millet. Ben en başından bunun olabileceğini bilerek, bunu kafamdan çıkarmamaya çalışarak okudum ama öyle olmasaydı keşke be dediğim de oldu tabii. Ama yine de Santana ve Daelyn yine birbirlerini bulurlar, Santana onu yine bulur.

    Ay ağlayacağım.

    Pek spoiler vermeden hislerimi azıcık anlatmaya çalıştım ve bence bunu başardım. Kitabı okumak için şüpheleri olanlar varsa OLMASIN! Lütfen gördüğü yerde gidip alsın, sipariş etsin, ne bileyim yakınınızdaki birinde falan varsa gidip çalsın ama bir şekilde alsın işte! Doksan defa falan okumak istiyorum, kelimelerin öldürücü gücünü tekrar tekrar hissetmek istiyorum ve ben eminim ki her okuduğumda ilk hissettiğim duyguları hissedeceğim. Hatta daha da fazlasını ve yoğununu.

    Daha fazla bir şey söylemeyeceğim, zaten çok fazla konuştum YİNE, YİNE, YENİDEN. Ayrıca yarın YİNE okul var, ne kadar anlamsız. Öf ya, kusmak istiyorum. Höh, bir yorumun daha sonuna geldik millet. Adios. 👅







         

                                                ALINTILAR ♛ 



    Artık beni yalnız bırakamamasının sebebi altımı ıslatmam değil. Yirmi dört saatlik intihar gözetimindeyim. 
    Konuşabilsem ona, "Birkaç dakikada olan bir şey, seni sonsuza kadar değiştirebilir," derdim. 

                  (Sayfa 10) 




    İkinci sınıftayken çocuğun biri bana, "Şişko patates" demişti. "Şişko patates, yarım kilo domates..." 
    Henüz o kadar da şişko değildim üstelik. Belki de öyleydim. İnsanların bana söylediği bütün kötü şeyleri hatırlıyorum. Tombik. Şişko. Sulu göz. Şişko sulu göz. 
    Tam Oprah'lık olacak ama ben de acılarımı yiyerek dindirdim. Sonra da acılar beni yedi. 
    Neden bilmiyorum ama hakaretleri boş veremiyorum işte. Ben yaşadığım acıların bir ürünüyüm. 
    Iskartayım. Atığım. 

                    (Sayfa 39) 




    Başarısızlıkların ve hataların. Hepsi yakana yapışır. İçine işler ve kanserli bir hücre gibi büyüyerek seni hayattan bezdirir. 

                     (Sayfa 57) 




    Karanlıktan çıkarken sana kim yardım edecek? 
    "Ben," yazdım. "Kendi yolumu bulacağım." 

                      (Sayfa 163) 




    Siteye girdim. Panoda bir sürü aktivite vardı. 
    Okul. İş. Bozulmuş ilişkiler. Bozulmuş insanlar. 
    Uyuşturucu kullanan insanları okumak çok bunaltıcı. Aşırı doz alanları. Birisi iki kardeşinin bir yıl arayla öldüğünü, şimdi de sevgilisinin beyin kanseri olduğunu yazmış. Uyku hapları ve alkolle intihar edecekmiş. 
    Ah şu insanlar, diye düşündüm. Zayıf ve trajikler. Kendileri kaşınıyorlar. 

                       (Sayfa 176) 




    "Katolik'sin yani," dedi. 
    Suratımı tuhaf bir ifade mi kapladı? 
    "Değil misin? Katolik okuluna gitmek için Katolik olmak lazım sanıyordum."
    Hasarlı olman lazım, demek istedim. 

                         (Daelyn ve Santana, sayfa 229) 










                                                     

PUANIM ♛ 



           5 YILDIZ:  Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım! 




5 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben kitabın sonunda kız öldü mü ölmedi mi anlamadım biriniz ölüp ölmediğini söyliyebilir misiniz?

Unknown dedi ki...

Ölmedi Santana'nın doğum günü davetine gidiyor 🤗

Unknown dedi ki...

Bu kitabın özetinin uzun olması gerekli değilmiydi🙂

N.N.T. dedi ki...

Kime göre neye göre? Öyle olmasını isterdim ama bence kararlılığını korudu ve planını gerçekleştirdi.

N.N.T. dedi ki...

Ben ölmemesini ve santananın teklifini kabul etmesini o kadar isterdim ki ama maalesef gerçel bu değil, zaten kitabın bir çok yerinde Daelyn ben söylediğimi yaparım diyor ve kararlılığını vurguluyor. Ya bu kitabı o kadar çok seviyorum ki az önce üçüncü kez okudum ve her seferinde Santana'ya olan aşkım kabarıp duruyor. :')

Yorum Gönder