Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


29.1.16

"Meleğin Düşüşü - Susan Ee" Kitap Yorumu ♛



    Merhaba millet! Umarım herkes iyi ve keyiflidir çünkü ben öyleyim! Dün gece harika bir kitap bitirdim ve tatilim ne kadar heyecansız ve sıkıcı olsa da çok iyi gidiyor. Geç yatmak, geç kalkmak, sürekli kitap okumak ve şişmanlamak güzel eylemler. Tavsiye ediyorum, her neyse uzatmadan yoruma geçmem lazım çünkü bu kitap hakkında konuşacağım çok şey var! Zaten bir kez çenem düşerse asla susmam.

  SPOILER VERECEĞİMDEN EMİNİM! ALARM ALARM! 


ALLAH'IM SANA GELİYORUM!

    Meleğin Düşüşü, ciddi anlamda aşırı aşırı ve aşırı olağanüstüydü! Allah'ım anlatmaya nereden başlasam bilemiyorum gerçekten. Kitabın hangi noktasını övsem karar veremedim. Tamam, derin bir nefes. Kitap da dünyayı melekler işgal ediyor. Her yeri yakıp yıkıyorlar, önlerine çıkan insanları öldürüyorlar. Dünya fena kötü bir halde. Gündüzleri sokak çeteleri hüküm sürüyor, geceleri ise kimse korkudan dışarıya bile çıkamıyor. İnsanlık ciddi anlamda felaket bir durumda yani. 

BUNU KİM YAPTI BİLMİYORUM
AMA MÜTHİŞ OLMUŞ! 

    Penryn, tekerlekli sandalyeye mahkum küçük kız kardeşi Paige ve deli anneleri hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bir gün evlerinden dışarı çıkıp sığınacak güvenli bir yere gitmeye çalışırlarken birkaç melek kavga ederek yere iniyor. Beş tane melek diğer meleğin kanatlarını kesiyor. Penryn, Paige ve annesi bunu saklanarak izliyorlar ama sonra başka bir melek onları fark ediyor. Bir şeyler oluyor, Penryn kanadı kesilen meleğin kılıcını kaldırıp ona atıyor, melek kanadını kesen meleğin karnını bıçaklıyor falan. Bunlar sadece detay ama önemli olan onları fark eden meleğin Paige'i kaçırması. Annelerin o korkuyla kaçması. Penryn'in öylece kala kalması ve önünde de kanatları kesilmiş yaralı bir meleğin olması. 

    Kitap bu şekilde başlıyor. Penryn küçük kız kardeşini bulmak için her şeyi yapmaya hazır. Kendisi muhteşem bir karakter bu arada! Bir İnsan Kızı olabilir ama öyle güçlü ve zeki ki. Muhtemelen ben onun yaşadıklarını yaşasam çoktan kafayı sıyırmış olurdum. Kız kardeşimi bulmak için meleklerin olduğu yere gitmek falan büyük cesaret istiyor gerçekten de. Neyse işte dediğim gibi her şeyi yapmaya hazır. Buna düşmanı olan bir melekle anlaşma yapmak da dahil. 

    Kanatları kesilen melek ise Raffe. (ayh raffe, yüce baş meleğim benim, kapında köleyim falan. öhöm öhöm) Raffe kanatları kesildiği için güçsüz düşüyor. Penryn onu ve kanatlarını alıp bir ofise gidiyor, elbette ki amacı onu sorgulamak. Raffe'nin hayatta kalmak için Penryn'e bir süreliğine ihtiyacı var. Penryn'in ise kardeşini bulmak için Raffe'e ihtiyacı var. İş birliği kaçınılmaz çünkü koca dünyada ikisi de yalnız kaldı ve ikisinin de sağ kalması gerek. 

AY AMA SİZ NE
GÜZELSİNİZ!
    Bundan sonrası birlikte yolculuk yapmaları ile devam ediyor. Raffe gerçekten çok şirindi! Ona kızdığım yerler oldu, elbette çok oldu ama ne yapabilirim ONU SEVİYORUM! Şeker şey ya. Bir baş meleğe şeker demek ne kadar doğru bilmiyorum ama şeker işte. Neyse, evet birlikte yolculuk yapmaya başlıyorlar ama başlarına gelmeyen kalmıyor. Bir Direniş ekibi onları yakalıyor. Bu Direniş ekibi insanlardan oluşuyor ve dünyanın çeşitli yerlerinde bir çok direniş kampı var. Melekler karşısında hemen pes etmek istemiyorlar ve savaşın daha yeni başlayacağını söylüyorlar falan. Orada Obi ve Dee-Dum ile tanışıyoruz. Obi hakkında pek bir şey söylemeyeceğim ama Dee-Dum benim çok hoşuma gitti! 

    Daha sonra ikilimiz kamptan kaçmaya çalışıyor ama Obi onları bırakmıyor çünkü ikisinin de aralarına katılmalarını istiyor. (elbette raffe'nin bir melek olduğunu bilmiyorlar) Bu yüzden bir süre kampta takılmak zorunda kalıyor ki neler oluyor neler. Sonra ise karşımıza lanet alçak iblisler çıkıyor. (alçak iblis adını penryn ve raffe buldu bu arada) Onların ne olduğunu söylemeyeceğim, okuyanlar zaten biliyordur ama hala okumayanlar da varsa lütfen alıp okusunlar. HİÇ BEKLEMESİNLER BENİM GİBİ! Alçak iblisler falan derken başları beladan kurtulmuyor ve kuş yuvasına anca ulaşıyorlar. 

    Kuş yuvasında Raffe'nin bir doktor bulması gerek. Penryn'in de kardeşini elbette. Kuş yuvasına girdikleri sahneye bayıldım! Araba da üstlerini değiştirmeleri çok tatlıydı. (sırıtan yüz ifadesi) İkisinin davranışları da çok yerindeydi çünkü birbirlerine karşı düşman olduklarını unutmamaya çalışıyorlardı. Ama her ne olursa oldun didişmeleri harikaydı ve söylediğim gibi Raffe'ye kızdığım sahneler oldu evet ama onun açısından düşününce de haklı buldum onu. Ben de bir melek olsam kontrolümü bir İnsan Kızı yüzünden kaybetmemeye çalışırdım. (ulan keşke melek olsaydım)

    Her neyse, kuş yuvasında yaşananlar fenaydı. Melekler arasında politik bir anlaşmazlık olduğunu öğreniyoruz, yeni melekler görüyoruz. Penryn ve Raffe arasında bir şey oluyor. ( :O ) Raffe kanatlarını tekrar dikmesi için bir dişi melek ile anlaşıyor ama... dııııııııt. Bu konuyu ikinci kitabı okuduktan sonra ayrıntılı bir şekilde anlatacağım. O kadar da fazla spoiler vermeyeceğim. Sonra Penryn ve Raffe ayrılmak zorunda kalıyor. Raffe kanatlarını diktirmek için gidiyor Penryn ise daha fazla vakit kaybetmemek için Dee-Dum'a yalvarıp kaçırılan çocukların yerini öğreniyor.

AĞLAMAKLI YÜZ İFADESİ. 
    Kitap da beni parçalara ayıran iki sahne vardı. Birincisi, Penryn'in küçük kardeşi Paige'i bulduğu sahneydi ki o sahne o kadar duygu yüklüydü ki! Aşırı duygusal bir salyangoz olduğum için o sahnede ağladığımı kabul ediyorum. Meleklerin küçücük çocuklara yaptıkları şey... Allah'ım sana geliyorum yani! Hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor. O nasıl bir vicdansızlıktır ya! Nasıl içiniz alıyor oğlum? Meleksiniz, süper seksisiniz, aşırı havalısınız dedik bağrımıza bastık ama fazla olduğunuz lan siz! KAPTIRMAYIZ OĞLUM BU DÜNYAYI SİZE! BİZİM YUVAMIZ LAN BURASI!


   Okuduğum en alçak ve pislik melekler bu kitaptaydı ya. Vallahi sinirlenmemek elde değil, küfür etmemek elde değil. HEPİNİZ Mİ VİCDANSIZSINIZ ULAN! Neyse, bende bu sinir oldukça uzar gider bu mevzu ama Penryn ne yapsa haklı yani oğlum. Dibine kadar arkasındayım kızın. Öhöhö beni parçalara ayıran diğer sahne ise Penryn ve Raffe arasında olan son sahneydi. O sahnede de fena ağladım, Raffe nasıl kucakladı onu, nasıl kötü oldu ya! O sahnenin çizimini İnternet de gezerken buldum, neler olduğunu yazmayacağım ama çizimden bir şeyler çıkartırsınız artık. (yandaki çizimden bahsediyor, herkes anladı tabii ama söylemek istedim yine de)

    Bu gece ikinci kitaba başlayacağım, Hülya Abla müthiş bir insan olduğu için serinin iki kitabını bana okumam için yollamıştı. (kendisini çok aşırı seviyorum, müthiş bir insan!) Ona da tekrar tekrar çok teşekkür ediyorum ve kitaba öldüğümü de tekrar söylemek istiyorum. Sıkıcı ve monoton hayatıma bir kaç saat renk kattı, beni gerçek dünyadan uzaklaştırdı ve kendine aşık etti. Kız Susan Ee ne fenasın! Böyle müthiş bir kitap yazılır mı?

    Son olarak Raffe her aklıma geldiğinde ben böyleyim;




    

















                                             ALINTILAR ♛ 



    Çantamı tarumar edip küçük ilk yardım çantasını buldum. İçinde su toplamasına karşı bantlar vardı. Normal yara bandına benziyorlardı ama daha büyük ve daha kalındılar. Paketi meleğin eline tutuşturdum. Bir tanesini açtı, hayatında hiç böyle bir şey görmemiş gibi incelemeye koyuldu. 
    Önce bandın ten rengi olan kısmına baktı (ki bu tarafı onun teninden daha açık renkteydi) sonra da asıl sargının olduğu kısmına. Sonra korsanların göz bandı gibi gözüne yapıştırıp somurttu. 

                  (Sayfa 57) 




    "Altı üstü kendini beğenmiş bir kuşsun. Tamam, biraz adalelisin, ona laf yok. Ama kuş dediğin de nedir ki zaten? Azıcık evrimleşmiş bir kertenkele. Sen de busun işte." 
    Kıkırdadı. "Evrimmiş." Bir sır verircesine eğildi. "Sana bir şey diyeyim mi? Ben, zamanın başlangıcından beri böyle kusursuzum." O kadar yakındı ki nefesi kulağımı okşuyordu. 

                  (Penryn ve Raffe, sayfa 82) 




    "Melekler kötü değildir." 
    "Doğru ya. Nasıl da çıkmış aklımdan. Ha, dur. Saldırıp bizi yok ettiğiniz için olabilir mi acaba?" 

                   (Penryn ve Raffe, sayfa 155) 




    "Başından beri bu muydu planın? Bana nereye gideceğimi göstermek, sonra da kız kardeşimi kurtarmak için elimden hiçbir şey gelmeyeceğini söylemek mi?" 
    "Aslını istersen başından beri planım bir rock yıldızı olmak, dünyayı dolaşıp hayran kızları sıraya dizmek, sonra şişmanlamak, kızlar gelmeye sürdürürken hayatımın geri kalanını bilgisayar oyunu başında geçirmek, hala eski kliplerimdeki kadar iyi göründüğümü düşünmekti." Dünyanın böyle bir yere dönüşeceğini kim bilebilirdi dercesine omuz silkti. 

                    (Penryn ve Dee-Dum, sayfa 250-251) 




    Daha önce hiç kimseyi öldürmemiştim. Beni korkutan da birini öldürmek değildi. Bunun ne kadar kolay olduğuydu. 

                    (Sayfa 273) 
                    










                                                      

PUANIM ♛ 



           5 YILDIZ:  Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım! 












0 yorum:

Yorum Gönder