"Meleklerin Kanı - Nalini Singh" Kitap Yorumu ♛

    Merhaba mutlu ve mutsuz insancıklar! Nasılsınız, keyifler nasıl? Bende biraz iyi biraz kötü gibi, malum okullar açıldı ve bende liseye başladım. O yüzden de anlamsız bir korku var, nasıl geçecek bu yıl hiç bilmiyorum. Ay inşallah çok ama çok güzel geçer, hepimiz için. Neyse, size harika bir kitabın yorumunu getirdim! MUHTEŞEMDİ, O KADAR GÜZELDİ Kİ! AŞIK OLDUM, AŞIK!

Oyyyy. 

    Meleklerin Kanı, benim okuduğum en muhteşem kitaplardan bir tanesiydi! Ya abarttığımı falan sakın düşünmeyin! Zaten okuyanlar benim ne demek istediğimi biliyorlardır. Bu kitap muhteşemliğin, mükemmelliğin, harikalığın tanımı gibi bir şey. Yabancı Yayınlar'ı da zaten kapağı müthiş güzel yapmış! Bir kitabın cildi bu kadar mı kusursuz olur? O kırmızı kuş tüyü o kadar güzel ki... Ay kitabın her şeyini deli gibi övmek istiyorum!

    Müthiş derecede seksi ve tehlikeli bir yakışıklılığa sahip olan New York Başmeleği Raphael, en iyi Lonca Avcısı olan Elena Deveraux'a bir iş teklif eder. Ancak Elena, alıştığının aksine normal bir vampirin peşine düşmeyecektir. O bu sefer çok daha tehlikeli, çok daha ölümcül bir avın peşindedir. Avının peşinde olan Elena bir yandan hızla tutkunun eşiğine sürüklenirken, bir yandan da hayatı için mücadele ediyordur ve hayatını kurtarsa bile Raphael'in baştan çıkaran dokunuşlarına yenik düşmesi kaçınılmazdır. Çünkü başmeleklerin oyunu söz konusu olduğunda ölümlülerin hiç şansı yoktur...

    Bunlar arka kapakta yazılanlar! Arka kapak yazsını merak edenler için birebir aktardım. Tek bir paragraftan da anlaşılacağı üzere, GERÇEKTEN MÜTHİŞ DERECE HARİKA BİR KİTAP.

    YAZININ DEVAMI SPOILER İÇERİR! ŞİMDİDEN UYARIYORUM!

    Arka kapakta da bahsettiği gibi, canımın içi müthiş Raphael, Elena'ya zor bir iş veriyor. Yakalaması gereken bir vampir değil, bir avcı değil, bir insan değil. Normal bir melek de değil. Onun yakalaması gereken bir Başmelek. Hem de delirmiş bir başmelek. Delirmiş derken ne demek istediğimi söylemeyeceğim, alın onu da kitaptan okuyun.

    Verilen bu görevden sonra Elena hem avını bulmak için çalışıyor, hem de hayatta kalmak için. Tabii, kendisini yatağa atmak isteyen Raphael'i de unutmamak lazım. Sonra bir de onun Yediler'i var. Dört tane melek, üç tane de vampir olması lazım yanlış hatırlamıyorsam. Biz ama sadece Dmitri'i, Illium'u ve Jason'u görüyoruz. Diğerlerini de serinin diğer kitaplarında göreceğiz muhtemelen. Biraz diğer kelimesini içeren bir cümle oldu ama idare edin artık.

Raphael, Illuim ve Elena. YERİM AMA YA! 

    Elena ve Raphael arasında ki o tutku, o ateş, o şehvet beni öldürdü resmen! Allah'ım ikisi de aşırı derece seksi, ikisi de aşırı derece muhteşem! Bu çifti sevmeyip de ne yapacaksınız? İkisi için de deli oluyorum ben! Özellikle de Raphael için! Allah'ım, ben öyle bir başmeleğe sahip olmak için her şeyi yapardım! Kesinlikle her şeyi! RAPHAEL O KADAR MUHTEŞEM, O KADAR OLAĞANÜSTÜ, O KADAR HARİKA Kİ! Ya tüm güzel kelimelerin sözlükteki anlamı Raphael!

    Kitabın sonuna da bayıldığımı söylemek istiyorum! Elena'nın muhteşem kanatlara sahip olmasına çok ama çok sevindim! Vallahi de çok sevindim ya, sanki benim kanatlarım oldu gibi hissettim. Yani kitabın son sayfasında bile bir aksiyon vardı! Of, çok güzeldi be! Aklımdan atamıyorum! Keşke biraz daha yavaş okusaydım ya, hemen bitti! Dün akşam başladım, sabah bitti! Ah Raphael, ah!

    Meleklerin Kanı, benim uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı. Ayrıca şu mutsuz günlerimde de bana aşırı iyi geldi! İçinde macera vardı, aşk vardı, tutku vardı ve cidden AŞIRI SEKSİ BİR KİTAPTI! Hem de komikti, ya tekrar tekrar okumak istiyorum! Ne olur, hemen ikinci kitap çıksın. Dayanamam ben, ölürüm falan. Zaten ikinci kitap çıkana kadar ben ilk kitabı bir otuz defa daha okurum herhalde. OKU OKU SIKILMAZSIN, ASLA SIKILMAZSIN HEM DE! Bak yine aşkım depreşti, ben gidip kitabı öpücüklere boğayım.

                                         ALINTILAR ♛ 

    Hiç kimse, Elena bile, Başmelek Raphael'in hayranlık duyulmak için yaratılmış bir adam olduğunu inkar edemezdi. Tapılası bir adam olduğunu.

                    (Sayfa 31) 




    "Dmitri adeta duble  kremalı bir çikolatalı pasta gibi. Dışından güzel görünüyor, hepsini yemek istiyorsun ama esasında, şekerden miden bulanıyor." Dmitri'nin duyulara hitap den doğası boğucuydu, ağırdı, insanı çektiği kadar iten bir battaniyeydi.
    "Eğer o pastaysa, ben neyim?" Elena'nın dudaklarına, çenesine değen acımasız, tensel hazları canlandıran dudaklar.
    "Zehir," diye fısıldadı Elena. "Güzel, baştan çıkarıcı bir zehir."
    Raphael tam arkasında öylesine kıpırtısız oldu ki, Elena'nın aklına fırtına öncesi sessizlik geldi. Fakat fırtına çarptığında Elena'nın içinde en derine giren, onu çırılçıplak bırakan, ipeksi bir sesle geldi. "Yine de ben pastaya yumulacağına, zehirde boğulmanı yeğlerim."

                      (Sayfa 83) 




    "Yemek yemek istemiyorum."
    "Yiyeceksin." Raphael kesin bir sesle belirtti. "Avcıma kötü davranmakla suçlanamam."
    "O zamiri oradan at bakalım," dedi Elena. "Ben senin değilim."  
    "Gerçekten mi?" Raphael çok keyif alarak tebessüm etti. "Yine de teninde benim izimi taşıyorsun."
    Elena ellerini güzelce silkeledi. Kahrolası pırıltılı madde derisine yapışmıştı. "Yıkanınca gider."
    "Belki de."
    "Gitmesini umsan iyi olur, karanlıkta parlayan bir avcı kolay saklanamaz."
    Raphael'in gözlerinde son derece erkeksi bir beğeni oluştu. "İstersen yalayarak çıkarabilirim."

                       (Sayfa 199) 




    "Daha önce hiç bir avcıyla beraber olmadın mı?" Elena sırıtarak başmeleğin alt dudağını ısırdı.
    Ama Raphael gülmüyordu. "Daha önce hiç Elena'yla beraber olmadım." Buğulu bir sesten geldi sözleri, gözleri o kadar yoğundu ki Elena sahiplenildiğini hissetti.
    Kollarını başmeleğin boynuna dolayıp suratına bakabilmek için arkaya doğru yaslandı. "Ben de daha önce hiç Raphael ile birlikte olmadım."

                     (Sayfa 299) 

                                          PUANIM ♛ 

            5 YILDIZ:  Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım!