Herkese sevimli bir merhaba diyorum! Bir perşembe günü, normal bir cuma günü kadar güzel olamaz ama, benimki şuan için güzel geçiyor. Saçma bir okul gününü daha geride bıraktıktan sonra, sonunda evdeyim. Size okurken aşık olduğum, her satırına, her kelimesine öldüğüm kitabın yorumunu yapacağım. Bitireli sadece birkaç saat oluyor, sıcak sıcak yorum yapmaya geldim.
Kitap, arka kapatan da anlaşılacağı üzere Matt ve Elle'nin hayatını anlatıyor. Birbirlerini bebeklikten beri tanıyorlar, komşular. Aileleri de yakın arkadaşlar. Bir nevi çocukluk aşkı diyebiliriz. Neyse, bunlardan daha sonra bahsedeceğim. Matt, bir beyin cerrahı. Elle ise bir astrofizikçi. Eski bir astronot desek daha doğru olur. Şimdilerde bir Üniversite de profesör. Ders veriyor yani. Güzel hayatlarında tek sorun bir çocuklarının olmaması. Elle, hasta. Hastalığının adını tam hatırlamıyorum, zaten adı da pek önemli değil. Bu hastalık, kendisinin sağlıklı bir doğum yapmasına engel oluyor. On haftadan sonra sürekli düşük yapıyor.
Matt da bunu bildiği için böyle yaşamasını istemiyor ancak bir sorun var. Elle tekrar hamile. Bundan sonra kitabı bir solukta okudum. Müthişti, Allah'ım öyle güzeldi ki anlatmaya kelimeler yetmez. Hamile olduğu ortaya çıkınca Matt ve Hank (Elle'nin babası) bebek için Elle'nin bitkisel hayatta kalmasına karar veriyorlar. Ama Linney ve Christopher (Matt'ın annesi ve Elle'nin kardeşi) tam tersi olduğuna inanıyorlar. Böylece iş mahkeme ortamına taşınıyor.
Matt de bu konuda Jake den yardım istiyor. Jake bir avukat ve ikisi üniversiteden arkadaşlar. İşler bu şekilde devam ederken, kitap bize geçmişten de kesitler sunuyor. Elle'nin on beş yaşında Matt den hamile kalması ve erken doğum yüzünden çocuğun ölmesi. Daha sonra ikisinin uzaklaşması. Alice'in ölmesi. Üniversiteye farklı yerlere gitmeleri. Elle'nin Adam ile tanışması.
Adam, Elle den on bir yaş büyük bir astronot. Elle ile bir süre birlikte oluyorlar, beraber falan yaşıyorlar. Altı yıl kadar sanırım, tam emin değilim. İşler bu şekilde devam ederken tekrar şimdiki zamana dönüyoruz. Adam, Elle için geri dönüyor. Yani o da onun bitkisel hayatta kalmak istemediğine inanıyor. Elinde de Linney de olduğu gibi bir ön direktif var. İşler daha da karışıyor.
Geçmiş den ve gelecekten sahneler ile kitap devam ediyor. Elle geçmişte başka biri ile olduğu zamanlarda Matt de başka biri ile birlikte. Kızın adı Carol. Nişanlanıyorlar falan ama Matt'in kalbi hala Elle için atıyor. Daha sonra Elle ve Adam ayrılıyor. Matt ve Carol da öyle. Elle NASA için bir göreve falan gidiyor. Müthiş sahneler var tabii burada.
Gelecekte ise mahkemeler hiç hızını kesmeden devam ediyor. Matt de konuşmaya çıktığı zaman kalp krizi geçiriyor. Zaten babası da kalp krizinden ölmüştü. Çok duygusal sahneler var, çok. Ağlamadan duramadım ben şahsen. Daha sonraki olayları anlatmayacağım. Sadece muhteşem şeyler olduğunu bilin. Bebek de zor şartlar altında doğuyor. Adı Hope. Hope. Ne kadar anlamlı değil mi?
Hatırladıkça tekrar ağlayasım geliyor. Sanırım tüm gün Birdy dinleyip kitabı tekrar okuyacağım. Ve ağlayacağım. Elle'nin günlükleri ve yazdığı mektupları okumak bile ağlamam için yeterli bir sebep zaten. Ben böyle harika bir kadın karakter okumadım yahu. Keşke yaşayıp kızını kucağına alabilseydi. Ne kadar da çok isterdim ama bunu.
Yıldız Tozlarının ne anlama geldiği var birde. Müthiş bir isim seçmiş yazar. Yani ölsem aklıma gelmezdi benim. Elle'nin onu anlatış şekli, kucağında ölü bebeği. Allah'ım fena muhteşemdi. Hele son sayfalar. Elle'nin son mektubu. Gerçekten okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesiydi. Lütfen şu kitabı alıp hemen okuyun. ASLA pişman olmazsınız.
ALINTILAR ♛
Nedense kederle dolu olduğunuzda insanlar da sizi yemekle doldurmaya çalışır. Yiyeceğe ihtiyacım yoktu. Hayatıma devam etmem için bir nedene ihtiyacım vardı.
(Matt, sayfa 31)
"Yakmak mı?" Onu yakacaklardı. Kusacak gibi oldum. "Hayatta olmaz."
Elle yüzünü sildi. "Sorun yok, Matt." Göz yaşları yeniden akmaya başladı. Bebeği bir eliyle kalbine yakın bir şekilde tutarken diğer eliyle de yaşları sildi. "Woodstock şarkısını biliyorsun. 'Biz yıldız tozuyuz.' Öyleyiz. Yıldız tozlarından oluşuyoruz. Dünyadaki her şey aslında sadece külden ibaret."
(Elle ve Matt, sayfa 150)
"Bebek nasıl?"
"Önümüzde otuz hafta var. On altıncı haftada şansımız olabilir."
"Sen hep böylesin, değil mi? Sayıların adamısın. Hayatında ölçülebilir veriler olsun istiyorsun. Sayı olmayan bir şeye hiç inandın mı?"
"Elle. Ona inanıyorum."
Peder sesli bir şekilde iç geçirdi. "Eh, bu da bir başlangıç. Aşka inanıyorsun ve Tanrı da aşkın en saf halidir."
(Matt ve Peder, sayfa 267)
Kalbim paramparçaydı, gerçek anlamda paramparça. Göğsümdeki katman ve ağırlık yalnızca kırık bir kalp olabilirdi.
(Matt, sayfa 314)
"Evime nasıl girdiğini söylemedin, anne."
"Anahtarım var."
"Anahtarını bana verdin."
"Sana bir tane anahtar verdim. Bende bir tane daha vardı." Bana bakıp göz kırptı.
"Her şeye burnunu sokan biri olduğunu daha önce nasıl fark etmedim acaba?" diye sordum.
(Matt ve Linney, sayfa 420)
Seninle anılarda birlikte olacağım. Bir gün çocuklarına yıldızları çok seven ve bir rokete atlayıp bozulmuş teleskobu onarmaya giden, tanıdığın bir kızdan bahsedersin.
(Elle, sayfa 456)
PUANIM ♛
5 YILDIZ: Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım!
7 yorum:
İstiyorum bu kitabı!!
Hemen almalısın bu kitabı hatun! ^_^ :D
Kaç yaşa göre
Belirli bir yaş aralığı yok ama 12 yaş ve üstü herkes okuyabilir bence.
Bende bitireli birkaç saat oluyor okumuş olduğum en en güzel ve en duygusal kitapdı <3 Kesinlikle tavsiyem 👼🏼👌🏻
Bence de öyleydi, bende çok beğenmiştim ☺❤
Ben kitap okumayi seven biriyim ve cok fazla kitap okudum ama bu kadar içten bir kitap görmedim. Kesinlikle okumalisiniz.
Yorum Gönder