Herkese gülücük dolu bir merhaba! Normal bir pazar gecesinden sizi selamlıyorum gördüğünüz gibi. Yarın (yani bugün demek istedim) okul saçmalığı olmasa bile, pazartesi günlerini yine de sevmediğimi fark ettim. Bana biraz sevimsiz görünüyorlar. Sadece biraz ama, abartmaya gerek yok. Belki fikrim zamanla değişir. Neyse canım, bu yazıyı pazartesi günü ve ona olan nefretimi anlatmak için yazmadım. Yeni bir kitap yorumu ile karşınızdayım!
Ayaklı Bela, benim dün bitirdiğim bir kitap. Yorumu biraz daha erken yapmam gerekirdi ama canım istemedi, birazcık da meşguldüm. Bizim ev misafirlerle dolup taşıyordu ve misafirlerin yarısı da küçük, yaramaz çocuklardan oluşuyordu. O hissi siz de bilirsiniz, hepsini odamdan uzak tutmaya çalışırken yaşadığım gerginliği ve endişeyi yani. Yine de ne kadar yaramaz ve can sıkıcı olsalar da onları seviyorum. Akraba işte, ne yaparsın.
Tatlı Belayı da okudum, ama onun yorumunu yapacağımı pek sanmıyorum. Sonuçta olaylar aynı, sadece anlatan kişi farklı bu iki kitapta. Ayaklı Belayı okumak bana Abby'nin salaklığını tekrar hatırlattığı için, çok sinirli bir okumak serüveni oldu. Ben kolay kolay kadın karakterlerden nefret etmem, onları severim. Hepsinde kendime ait bir özellik bulmak, onlarla arkadaş olmak hoşuma gider. Ama Abby kendinden nefret ettirmeyi gerçekten çok güzel bir şekilde başarıyor. Ya da nefret demeyelim de, yaptıklarından hoşlanmamak diyelim. Off, iki türlü de kız çok canımı sıkıyor abicim, ben ne yapabilirim?
Abby kızımızı Travis aşkımı üzmediği ve beraber mutlu oldukları zamanlarda seviyorum, tabii ki. Shepley, America, Travis ve Abby dörtlüsünü birlikte çok sevdiğimi de söylemeden geçemeyeceğim. Hep böyle deli dolu insanların olduğu, sabaha kadar hiç durmadan eğlenebileceğim bir arkadaş grubum olsun istemişimdir. Umarım bu isteğim üniversite yıllarında gerçekleşir. Abby'nin doğum günü partisi fena güzeldi mesela. Ben bayılmıştım öyle eğlenmelerine.
Olayları Travis aşkımın bakış açısından okumak gerçekten çok güzeldi. Normalde bu şekilde kız-erkek ayrımı pek yapmam ama erkeklerin düşünceleri bana her zaman çok ilgi çekici görünmüştür. Kızlar çoğu zaman aynı şeyi düşünür. Yani demek istiyorum ki, biz beynimizi her zaman açık tutarız. Burada onlardan daha zeki olduğumuza ışık tuttum, muhtemelen fark etmişinizdir. Vay canına, konu birden kız-erkek kavgasına döndü. Neyse işte umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Daha fazla saçmalamamak için konuyu değiştireceğim.
Tüm Maddox erkelerinin mükemmel olduğunu bu kitap biraz daha kanıtlamış oldu benim için. Hepsinin, gerçekten de tüm Maddox erkeklerinin hayatlarını okumak istiyorum. Jamie, canımın için Jim ve Jack Maddox kardeşlerin bile hayatlarını okumak istiyorum. Lütfen onlar için de bir şeyler yaz. Kısa hikayeye bile razıyım ben. Ciddiyim.
Bu arada Belalı Düğüne başladım, bu gece muhtemelen bitmiş olur. Daha sonra canım-bebeğim-seksi-kralımın (Trenton Maddox, oluyor bu) kitabı var. Onu feci derecede çok merak ediyorum. Okuyanlar bayılmışlar kitaba. Hemen ona başlamak istiyorum.
Ayy, ne sevimli. |
Başka nelerden bahsede bileceğimi bilmiyorum. Muhtemelen herkes bu kitabı çoktan okuyup Abby'e saydırmıştır bile. Yine de Abby cadısını fena kıskanıyorum. Kıskanılmayacak gibi de değil yani, bir Maddox erkeğine sahip kız, boru mu!
Kısa bir yorum olmasın istedim ama daha fazla devam edemeyeceğim, kitap için yorum bu kadar. Ama Travis bebeğime olan sevgim, aşkım, bağlılığım için farklı bir yazı bile yazabilirim. Kendisine çok fena bir şekilde aşığım da.
ALINTILAR ♛
Hiçbir kadın, onu kaybettim diye içip içip salya sümük ağlamama neden olamaz. Eğer benimle kalmadılarsa zaten beraber olmaya değmezlermiş demektir.
(Travis, sayfa 40)
"Ondan hoşlanıyorum," dedim dişlerimin arasından.
Shepley elini kulağına kaldırdı. "Neee? Seni tam duyamadım da."
"Sen aşağılık herifin tekisin! Bunu duydun mu?"
Shepley kollarını kavuşturdu. "Bir daha söyle."
"Ondan hoşlanıyorum, tamam mı?"
"Yetmez."
"Ona karşı hislerim var. Ona değer veriyorum. Hem de çok. Etrafımda olmamasına dayanamıyorum. Mutlu musun?"
"Şimdilik," deyip yerde duran sırt çantasını aldı. Bir kayışı omuzunun üstünden geçirdi ve cep telefonuyla anahtarlarını aldı. "Öğle yemeğinde görüşürüz, hanım evladı."
"Bok ye," diye homurdandım.
(Travis ve Shepley, sayfa 108)
"Ne yani, yemek hala gelmedi mi?" diye sorup Abby'nin yanına oturdum. Telefonu masanın üstünde duruyordu, alıp kamerasını açtım ve komik bir surat yapıp fotoğrafımı çektim.
Abby kıkırdayarak, "Ne işler karıştırıyorsun orada?" dedi.
Rehberden ismimi bulup fotoğrafı iliştirdim. "Seni aradığımda yakışıklılığıma ne kadar hayran olduğunu hatırlayasın diye."
"Ya da ne kadar ahmak olduğunu hatırlasın diye," dedi America.
(Travis, Abby ve America, sayfa 221)
Shepley kapıyı itip açtı ve küçük, siyah plastik dikdörtgeni bana doğru fırlattı. Telefon göğsüme düştü. "Tanrım Shep, sana söylemiştim..."
"Ne dediğini biliyorum. On sekiz cevapsız araman var."
"Hepsi Trent'ten mi?"
"Biri Anonim Kadın İç Çamaşırı Giymeyi Sevenler Derneği'nden."
(Travis ve Shepley, sayfa 370)
Trenton, "Pekala, nasıl oynayacaksın?" diye sordu.
"Böl ve yönet."
"Neyi böleceksin?"
"Kafasıyla bedenini."
Trenton hızla başını salladı. "İyi plan."
(Travis ve Trenton, sayfa 416)
PUANIM ♛
4 YILDIZ: İlişkimiz böyle güzel devam ediyorken, neden bu kadar çabuk bittin ki?
2 yorum:
Travis kadar romantik biri bize de nasip olur mu?? :)))
Bunun için dua ediyorum, merak etme sen :DD ;))
Yorum Gönder