Selam arkadaşlar. Tekrar ben, yine ben, hep ben konuşmasını yapmadan geçmek istiyorum ama burası hep uzuyor işte. Tatilin ilk haftası bitmek üzere ve bu konu hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum ama YAŞASIN CUMA GÜNÜ! Okul olmasa bile hala en sevdiğim gün sensin, yavrum cuma. Neyse, Bakire dün bitti. Biz bu kitabı canımcım Öpücüğüm ile okuyorduk. O da dün bitirdi ve yorumunu bugün girer sanırım. Blog adresi de parantezin içinde, bakmak isteyen olursa diye koyayım dedim höhö. (Bir Dilim Kitap Aski)
Bakire resmen 2016 yılında okuduğum en güzel ikinci kitap falan oldu benim için. İlki Dokuz Gün (vallahi yakında gireceğim yorumunu), ikincisi Bakire sanırım. Durun, ikincisi Mucize de olabilir emin olamadım (onun yorumunu da gireceğim, tamam yahu). Okuduğum en en en güzel gerilim kitaplarından bir tanesiydi ya! Okurken kulaklarımdan alevler çıktı, saç tellerim elektriklendi, ojeli tırnaklarımı yedim! Fenaydı, fena.
İğrenç olmuş ama olsun. OLSUN. |
Bulunan cesetin kime ait olduğu bilinmiyor. Kasaba halkı ona isimsiz bir mezar yaptırıyor ve ona Bakire lakabını takıyorlar. On yedi yıl boyunca Bakire hakkındaki gerçek açığa çıkmıyor, onun kim olduğu bilinmiyor ama on yedi yıl sonra (ne çok on yedi dedim, on yedi, 17, o n y e d i) Mitch kasabaya geri dönüyor. Saklanan sırlar ve gerilim onun gelişiyle tekrar açığa çıkıyor falan filan. Alın size spoiler vermeden konu anlattım. Değerimi bilin, BARİ SİZ BİLİN.
Ben genel olarak baş karakterlerin hepsini çok sevdim. Mitch zaten canımın içi gibi bir şey oldu, onu neden bu kadar çok sevdim anlamadım ama sevdim. Rex zaten içimdeki anaç duyguları açığa çıkardı, ona sarılıp hünkürerek ağlamak istedim. Abby de tam benim sevdiğim ve istediğim kadın karakterdi. Üçü de harikaydı, duyguları, düşünceleri, olay anında yaptıkları ve söyledikleri şeyler harika işlenmişti. Onları kafamın içinde canlandırmakta hiçbir sıkıntı çekmedim.
Yazarın kalemi gerçekten enfesti. Yani benim minnoş bedenime bazen gerilim ağır gelir ama konuyu, olayları, karakterleri o kadar güzel işlemiş ki sayfalar böyle aktı resmen. Aldığı ödülleri sonuna kadar, yani dibine kadar hak etmiş! Öpücük ile yazarın çıkan diğer kitabını da (Fırtına Kokusu, ayh o da gerilim) alacağız en kısa zamanda. Valla herkese de tavsiyemdir. En kısa zamanda tanışın bu yazarla.
SPOILER DIM DIM
Böyle son sayfalara doğru yaklaşırken yazar o kadar delirtti ki beni anlatamam size. Yani Rex'in her şeyi bilip de yıllarca saklaması, Abby'nin babası Quentin'in (neden Abby'nin babası diye belirttim ki?) olaylara ilk elden tanık olması ama bunu sadece Nathan'a anlatması falan çok üst üste geldi böyle bir ara kitabı kenara koydum ve başımı ovaladım. Bu arada Rex Abby'e DNA testi sonuçlarını gösterince ben hemen anlamıştım Tom'un olduğunu. YANİ MITCH'DEN BAHSEDİYORUZ. Asla böyle bir şey yapmayacağını adım gibi biliyordum ve haklı çıktım (öpücüğe kapak za).
Tom kadar şerefsiz, haysiyetsiz, iğrenç, piç ve minimum bunun gibi sıfatları hak eden bir tane daha insan yoktur! Ya sen ne öyk bir insansın? Sarah'a yaptıkların, Mitch'in hayatını mahvetmen, Nadine'e yaptığın, Quentin'e yaptığın ve eğer Catie senin işini bitirmeseydi Sarah'ın abisine yapacağın şey! Ya yemin ederim bir insan bu kadar mı cehennemlik olur?! Köpek herif!
Tom yüzünden cidden herkesin hayatı mahvoldu. Başta Sarah, Rex (ah Rex), Mitch, Abby, Quentin ve Nathan. Yani Allah belasını versin (neyse ki verdi, şükürler olsun) artık ne diyeyim Tom için. Bu arada kitabın son iki sayfası falan benim favori kısmım oldu. Son bölüm komple favorim olabilir aslında, karar veremedim ama Rex'in mezarlık sahnesi en güzeliydi. Elbette duygulandım, nasıl güzeldi nasıl içtendi anlatamam. OKUMANIZ LAZIM!
ALIN BU KİTABI, ALIN! HERKES OKUSUN SONRA HEP BİRLİKTE DELİRELİM!
ALINTILAR ♛
"Bazen," dedi Rex, hala Abby'ye bakıyordu, "gerçekten çok garipleşiyorsun."
"Evet, seninle konuşmak da insana kendini iyi hissettiriyor."
(Sayfa 68)
23 Ocak 1987'den önce...
23 Ocak 1987'den sonra...
On yedi yaşındaydım ve bir gece ödevimi yaparken uyuyakalmıştım, diye düşündü Rex, resepsiyondan erken ayrılırken. Bütün gün aklının bir köşesinde sakin sakin duran hatıralar şimdi saldırıya geçmiş gibiydi. Ve uyandığımda her şey değişmişti. Benim için, ailem için, en iyi arkadaşım için, kasabam için, sonsuza kadar.
(Sayfa 78)
"Çıkar ağzındaki baklayı," dedi Cerule. "Geri döndüğü yetmiyormuş gibi bir de hala yakışıklı mı yani?"
"Korkarım öyle."
(Mitch hakkında, sayfa 161)
"İşlerin açık görünüyor." Mitch'in omzunun üzerinden, arkasındaki siyah Saab'ı işaret etti.
"Fena değil. Evlendin mi peki?"
"Hayır. Sen?"
"Yeni boşandım sayılır. Bir oğlum var. Sende durumlar nasıl, çocuğun falan var mı?"
"Bildiğim kadarıyla hayır."
(Mitch ve Rex, sayfa 209)
Abby ise aynı anda, Hortumlar dünyayı dümdüz edebilir. Sevdiğin insanlar bir gecede ölebilir, yarın ne olacağını asla bilemezsin ve anı yaşamazsan, hayatı yaşayamazsın, diyordu kendi kendine.
(Sayfa 240)
Abby, arabada Patrick'le ilgili sorularına cevap vermeyen Rex'e, "İyi bir çift olduk, değil mi?" diye sordu.
"Biz mi?" Sonunda ağzını açmasını sağlayabilmişti. "Biz de ne? Çiftten kastın nedir?"
"Sen ve ben, Rex. Başkalarına aşık olamayacak kadar aşık iki insan."
(Sayfa 319)
2 yorum:
Öpücük dediği kişi ben oluyorum -_-
Öpücük olmak için doğmuşsun be kanka 😎
Yorum Gönder