Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


23.1.16

"Aşktan Kaçarken - Emine Şeyma Mengi" Kitap Yorumu ♛



    Herkese merhaba! Tatlı, karlı ve soğuk bir cumartesi gününden selam olsun sizlere. Bana göre çok kısa olan tatilimiz de başladı sonunda. Zaten ben salı günü kendi kendime tatile girmiştim, saçma okula gitmedim. Perşembe ve cuma da Ankara da yoğun kar yağışından dolayı okullar tatildi. Karne günü okulları tatil etmek de güzel. Sevdim o işi. Her neyse, size Aşktan Kaçarken'in yorumu ile geldim! Aşktan Kaçarken'i bana Emine Şeyma Mengi (kitabın yazarı yani, cümle anlamsızlaşıyor gibi) göndermişti. İmzalı falan yani ;) ehehe, bunu söylemesem olmazdı.

    BİRAZDAN AŞIRI DERECEDE SPOILER VERECEĞİM! RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN, DIT DIT DIT! 


    İlk olarak Aşktan Kaçarken tam bir wattpad kitabıydı. Bunu kötü bir anlamda söylemiyorum ama ben uzun bir süre wattpad ortamında kitap okuduğum için artık tüm kitaplar bana benzer geliyor ve olayları tahmin etmek hiç de zor olmuyor. Bu yüzden de artık pek wattpad kitabı okumamaya çalışıyorum. Bunu gerçekten kötü bir anlamda söylemedim, lütfen kimse alınmasın. 

    Derin Altındağ ünlü bir iş adamının tek çocuğu. Baya şımarık bir kız kendisi. Yirmi üç yaşında ve mimar falan filan, bunlar önemsiz detaylar. Neyse, babası kendisini önemli bir ortaklık için zorla evlendirmeye çalışıyor. Derin'in hiç tanımadığı biri ile evlenmesini istiyor yani. Konu gayet sıradan sizin de gördüğünüz gibi. Ben böyle bir konusu olduğunu okuyunca zorla evlenecek o adamla, başta birbirlerinden nefret edecekler ama sonra kesin birbirlerine aşık olacaklar diye düşünmüştüm. Allah'tan öyle olmadı da Derin evlenmemek için kaçtı. Burada kendisine çok hak verdim, aferin sana kızım Derin! falan dedim şimdi yalan yok. Burada doğruları konuşuyoruz, öhöm öhöm. 

    Daha sonra işte kaçarken üzerinde anahtarın olduğu bir arabayı çalıyor. Arabanın sahibinin adamlarının kendisini yakalaması ve patrona götürmesi de uzun sürmüyor. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi patron aşırı yakışıklı ve zengin falan. Baran ile tanışmaları da böyle oluyor. Daha sonra Derin kendi kimliğini saklıyor ve başta Baran'a yalan söylüyor. Baran da Derin'e kendi yeğeni ile ilgilenmesi için bir teklifte bulunuyor ve kendileri ile yaşamasını falan istiyor. Derin de kabul ediyor. Bu konuyu okuduktan sonra bile neler olacağını herkes anlamıştır. 

    Gerçekten çok sıradan bir konusu vardı, babasının Derin'in evlendirmek istediği kişinin Baran olduğunu falan herkes anlamıştır zaten. Söylememe gerek bile yok onu. Tahmin ettiğim olayların hepsi oldu ama en azından şirin bir kitaptı. Yazarın kalemi eğlenceliydi, bir çok yerde güldüğümü itiraf ediyorum, tamam. Derin'in iğrenç esprileri bana kendi arkadaşlarımı hatırlattı, HEPSİ DE DERİN GİBİ SAÇMA ESPRİLER YAPMAYA BAYILIRLAR. 

Bahsettiğim şirin kapak bu işte.

    Kapağı da sevdiğimi söylemek istiyorum. Ben normalde kitapların kapaklarında insanların olmasını sevmem. Karaktere uygun model bulamadıklarını düşünürüm hep ama kapaktaki kız Derin'e çok güzel uymuş gibi geldi bana. Derin'in hala bir çocuk olan kişiliğine, sürekli gülmesine ve şımarık tavırlarına bu kız çok güzel olmuş cidden. Kafamda hep bu kız olarak düşündüm Derin'i. O yüzden kapağı ve rengini de sevdim. İç kapağın rengi de çok hoştu. Ayracı falan da şirindi. 


    Genel olarak çok şirin bir kitaptı Aşktan Kaçarken. Keyifli zaman geçirmek için alıp okuyabilirsiniz, böyle wattpad kitaplarını da seviyorsanız bu kitap tam size göre zaten. Herkesin çok seveceğini söyleyemem tabii ama herkesin en azından eğleneceğini söyleyebilirim. Güleceğiniz sahnelerden çok vardı. 

    Tekrar söylüyorum, keyifli zaman geçirmek isteyenlere, kafa dağıtmak, gülmek isteyenlere tavsiye edebilirim bu kitabı. Emine Şeyma Mengi'ye de çok teşekkür ederim, şirin kitabını okumam için bana göndermen çok tatlıydı! Görüşmek üzere millet! Kısa bir süre sonra tekrar geleceğim, o zamana kadar kendinize iyi bakın! 

    








                                            ALINTILAR ♛ 



    "Neden aşağıdan tıkırtı duyduklarında merdivenlerden kim var orada diye seslenirler ki? Sanki katil salondayım, çay demledim, sen de gel diyecek," 

             (Derin, sayfa 164) 




    "Eğer yenilgiyi kabullenmek bir erdemse, erdem de yenilgiyi kabullenmektir. Yani yenilgiyi kabullenmek eşittir erdem. Bu da demek oluyor ki biz adı Erdem olan birine 'Yenilgiyi kabullenmek' diye de seslenebiliriz," 

             (Derin, sayfa 213) 




    "Derin. Abime benimle kalmak istediğini söyler misin? İkna et onu," dediğinde "Ben mi ikna edeceğim?" dedim tabağıma bir parça peynir alırken. 
    "Evet sen. Sen yılanı deliğinden çıkarırsın. Haydi." 
    "Yılanı deliğinden mi çıkarırım? Tarkan'ın seni gidi fındık kıranı mıyım ben yahu?" 
    "Benim yanınızda olduğumun farkındasınız değil mi?" diye sordu Baran. 

             (Derin, Nilay ve Baran, sayfa 236) 




    "Öyle bakmayı kes." 
    "Sen başlattın." 
    "Ben susman gerektiğini anla diye bakıyorum," dediğinde kaşlarımı çattım. 
    "Sen bakışlarınla mı konuşuyorsun? Kusura bakma Baranca konuşmuyorum." 
    "Akıl sağlığıma zararlısın Derin," dedi Baran ve yanımda uzaklaştı. 

              (Derin ve Baran, sayfa 354) 

   








                                         PUANIM ♛ 


    3 YILDIZ:  Bitirmek için kendimi öldürdüm ama idare edeceğiz artık ne yapalım?










0 yorum:

Yorum Gönder