Herkese kocaaman bir merhaba millet! Uzun bir süredir buralarda değildim, yani aslında hep bakıyordum falan ama yorum girememiştim. Ah şu okul denen iğrenç şey yok mu, bitiriyor beni! Ay tüm zamanı alıyor resmen, sınavlar bitti derken deli gibi ödev vermeye başladı pislikler. Hepsinden nefret ediyorum, hepsinden. Doğru dürüst kitap bile okuyamıyorum! Atın beni dağlara, kapatın ahırlara! Bileklerimi dikine dikine keseceğim yakında... (kafiye de yaparmış, şirin şey seni seni).
Şu kapağın harikalığına bir bakın! |
Kitabın ne zaman bittiğini tam olarak hatırlamıyorum ama baya uzun süre oldu sanırım. Evet, evet bende yorumu daha erken girmek isterdim. Bu konuşmayı bana tekrar yaptırtmayın, rica ediyorum. Neyse, kitap benim resmen baş ucu kitabım oldu! Sürekli açıp açıp altını çizdiğim yerleri okuyorum falan, bu kitap yüzünden yeni bir kitaba başlayamadım ya! Öyle bir güzelliği var işte, bırakamıyorsunuz. Zaten bırakmak da istemiyorsunuz. AY KEŞKE DAHA UZUN OLSAYDI!
Spoiler falan vermeyeceğim, lütfen bu kitabı alıp herkes okusun! Çok hafifçe arka kapak dan bahsedeceğim. Rahat olun yani. Aşk acısı insanı nasıl filozof yapar? Bu acıdan nasıl kurtulunur? Dahası nasıl yeniden aşık olunur? @1BarFilozofu yürekten, ağız dolusu anlatıyor hayatını, Ve sonunda buluyor en derinde olanı!.. Diyor arka kapakta olan minik bir paragraf. Kendi cümlem ile özetleyecek olursak, bu kitap aşk acısının anlatıldığı en muhteşem kitap! Bunu bilin sadece, bu bile kitabı almanız için yeterli olacaktır millet!
Aslında ben böyle aşk acısının anlatıldığı, sevdiğin kadın veya adam için yaptığın şeyleri ve ona hissettiğin duyguların anlatıldığı kitapları saçma ve zaman kaybı bulurdum. Yani hala da çoğu kitabı öyle buluyorum çünkü hepsi birbirini tekrar eden kitaplar! Bana göre böyle, sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum tabii. Bu düşüncemin sebebi olan yazarları söylemek istemiyorum, ama merak edenler falan olursa eğer, söylerim. Neyse işte bu yüzden ben bu tarz kitapları sevmiyordum ama Bir Bar Filozofu benim bu düşüncemi değiştirdi!
Ya şu sevimliliğe bakar mısınız! |
Evet kitabın içinde bir aşk acısı var, seven bir adam ve onun hissettikleri var ama ÖYLE GÜZEL BİR ŞEKİLDE ANLATILMIŞ Kİ! Semih Abi'nin dili gerçekten çok akıcı, hem güldürmeyi hem de duygulandırmayı başaran muhteşem bir yazar! Kitabın içindeki olaylar saçma sapan bir şekilde kendini asla tekrar etmedi ve betimlemeleri de çok çok fena güzeldi! Hele o final! Allah'ım hele o final bölümü! Nasıl şaşırdım, nasıl mutlu oldum yani anlatamam size! Her cümlesini bayıla bayıla okudum!
GERÇEKTEN ÇOK GÜZELDİ YA! Herkesin okumasını istediğim kitapların arasına girdi. Zaten okuyan herkes, kitabın içinde kendinden bir parça bulacak. Eminim ben buna çünkü @1BarFilozofu içimizden biri. Çok tatlı ve samimi, onu sizde çok seveceksiniz. Bir kaç alıntı bırakıp yorumu bitiriyorum, görüşmek üzere millet! :)
ALINTILAR ♛
Ayrılığın etimolojisinde bile hüzün varken, iyi ayrılığın nasıl olacağını anlamamıştım zaten ya neyse... Önceleri çok takmadım ama gerçekten de sonradan koyuyordu ayrılıklar... Yerli yersiz, zamanlı zamansız, saçma sapan aklıma geliyordu.
(Sayfa 32)
Bu sefer onu özlememin şarkılarla hiç alakası yoktu. Sonuçta onu özlemek için şarkılardan da izin alacak değildim! Zaten hep böyle oluyordu, hey aynı terane... Bir neden yoksa onu özletecek, ben kendim yaratıyordum...
(Sayfa 42)
İnsanın özel hayatında barların önünde siyah takım elbiseleri ve dev cüsseleri ile "Gi-re-mez-si-niz!" diyen bodyguard'lar kadar karakterli olamaması da çok saçma bir şey. Onlar bile mekanlarına alacakları kişileri seçebiliyorken, bizim yol geçen hanı gibi kalbimizin önüne geleni içeri almamız geri zekalılığın daniskası! Haydi yine girişlerinde sorun yok ama çıkışları çok koyuyor adama.
(Sayfa 62)
Yalnızlığa alışmıştım artık hatta enseye tokat göte şaplak modunda takılıyorduk.
(Sayfa 106)
İlkokulda dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamak için öğretmenlerimiz bir geminin gelirken önce dumanının daha sonra güvertesinin en son da tamamının görüneceğini söylerlerdi. Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeği o zamanki çocuk aklımla bana çok enteresan gelmişti. Bu kadar ibnelik peşinde olan bir şeyin yuvarlak olmaktan başka bir seçeneğinin olmadığını büyüyünce anladım.
(Sayfa 164)
Hiç kimseden korkmayacaksın bu hayatta başkalarına yaşattıkların kadar...
(Sayfa 218)
0 yorum:
Yorum Gönder