Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


2.11.15

"Mühür Bekçileri 12. Kitap Turu & Göremediğimiz Tüm Işıklar - Anthony Doerr" Kitap Yorumu ♛



    Merhaba millet! Umarım herkes mutlu, huzurlu ve sevgi doludur! Ben nasılım bilmiyorum aslında, pamuk şeker gibi tatlı bir hayatım olduğu söylenemez. Ayh ne güzel beş gün tatil var, iyice aylaklık ederim diyordum ama HASTA OLDUM! Bu hayatın benimle derdi ne cidden bilmiyorum yahu! Boğaz ağrısından ölüyorum, burnum şelale gibi akıyor, ayrıca da hava fena soğuk ve yarın da okul var! (yarın okula gitmemeyi düşünüyor, annesini de tüm şirinliğiyle ikna edecek) Neyse neyse, ben yoruma geçiyorum hemen. Daha girmem gereken iki yorum daha var! En azından yatağın içinden çıkmadan yapacağım bunları.


    Göremediğimiz Tüm Işıklar, bizim kısa bir süre önce yaptığımız, on ikinci tur kitabımızdı. Aslında tur çoktan bitti ama ben fena halde büyük bir tembel olduğum için yorumu daha yeni girebiliyorum. Hatta bu tur bitti de yenisine başladık bile, o da yakında bitecek. Öhöm öhöm, arka kapaktan biraz bahsedeceğim ve sonra bol bol spoiler vereceğim. Ama şimdi sadece arka kapak, sakin olun bu yüzden. Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri zaman geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde tamamen kör olur. Babası da böylece ona yaşadıkları mahallenin harika bir minyatürünü yapar, Marie-Laure de her yeri parmaklarıyla ezberler. Dışarı çıktığında evinin yolunu ezbere bulabilecektir. Ama savaşın kara bulutları Paris'in üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait olan sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan ve yirmi yıldır dışarıya adım atmamış olan büyük amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.

    Onların hikayeleri böyle başlıyor ama kitabın içinde bir de Werner var. Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının içinde öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve deli gibi çalışan zihni ile Werner çok özel bir çocuktur. (dahidir, dahi. Ah benim küçük, masum Werner'ım) Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve daha sonra da karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, Alman bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. O okulda dahi olmasının bedelini öder ve hayatın acı taraflarına da tanıklık eder. Daha sonra ise kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.

YAZININ DEVAMI BİRACIK SPOILER İÇERECEKTİR! RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN BENCE! 



    Evet millet, arka kapak böyle.
 İlk olarak Marie-Laure ve babası arasındaki baba-kız ilişkisine bayıldım, hatta aşık oldum! Bir baba kızını nasıl güzel sevebilir? sorusunun cevabı gibiydiler. İkisinin arasındaki bağ öyle güzeldi ki, babası tutuklanınca hüngür hüngür ağladım ben. Aslında bu kitap beni çok ağlattı, sadece tutuklanma kısmında ağlamadım. Marie-Laure'nin savunmasız hissettiği zamanlarda ağladım, Frederick'in dövülmesine ağladım, Jutta'ya olanlar yüzünden ağladım ve en çok da Werner'a ağladım. Werner bunların hiçbirini hak etmedi be! YA ALLAH'IM, NEDEN İYİ İNSANLAR HER ZAMAN KÖTÜ ŞEYLER YAŞAMAK ZORUNDA? NİYE YA NİYE?!

    Sizin de anladığınız üzere kitap savaş zamanını anlatıyor. Başlarda biraz sıkılabilirsiniz, kabul ediyorum ama sakın okumayı bırakmayın! Pişman olursunuz bakın sakın bırakmayın! Kitap da 1934 başlayıp, 2014'e kadar devam eden bölümler var. Bu sayede hem Marie-Laure'e neler olduğunu, hem de Werner'a neler olduğunu okuyabiliyoruz. İlk bölümde insanın kafası karışıyor bu zaman atlamaları yüzünden ama sonra her şey yerli yerine oturuyor.

    Werner ve Marie-Laure arasında olanlar gerçekten çok güzeldi. Hele de Werner'ın onun için yaptıkları yok mu! Karşılaşmaları, Werner'ın ona olan hisleri. Beyaz saçlı çocuk gerçekten çok güzel sevdi be, çok çok çok güzel. ALLAH'IM NİYE? NİYE BÖYLE BİTMEK ZORUNDAYDI? NEDEN WERNER? NEDEN KİTABIN İÇİNDE ONCA PİSLİK İNSAN VARKEN WERNER? Bana tek bir sebep söyleyin, tek bir tane ya! Tamam sakinim, ağlamayacağım. AĞLAMAYACAĞIM.

    Kitap da bir de gizemli ve sırlarla dolu olan bir taş var. Adı da Alev Denizi. Vooov, ne kadar havalı değil mi? Bir hikayesi bile var, o da çok havalı ama bence yine de kötü bir hikaye. Bunu da merak edin ve kitapta okuyun artık. Şey, aslında şöyle bir düşünüyorum da belki de her şey alev denizinin suçuydu, kim bilir? Bak yine aklıma geldi! Of ya zaten burnum bozuk musluk gibi akıyor, bir de ağlarsam neler olur neler. Ben yavaş yavaş bu yorumu bitiriyorum, evet en iyisi bu sanırım.

    Göremediğimiz Tüm Işıklar, gerçekten benim okuduğum en güzel kitapların arasına girdi. Kalındı falan ama ben tekrar okumak istiyorum. (576 sayfa olur kendileri). Lise son sınıfta falan tekrar okuyacağım, ya da ne biliyim işte biraz daha büyüyünce. Zaten kaç kez okursam okuyayım yine ağlarım ben. ÇÜNKÜ BU KİTAP MUHTEŞEM, TAMAM MI? Türkiye'de pek popüler olmadığını ben de biliyorum ama lütfen kitapçıda gördüğünüz an alın! Hiç pişman olmayacaksınız, bayılacaksınız ya bu kitaba! Ağlamaktan gözleriniz şişecek ama aşık olacaksınız! KESİNLİKLE ALMANIZ LAZIM, KESİNLİKLE!






                                                  ALINTILAR ♛ 



    Yaklaşan bombardıman uçaklarının homurtusu, acaba neyin habercisiydi? Kurtuluşun mu? Yoksa yok oluşun mu? 

                  (Sayfa 18) 




    Gözlerinizi açın, diye bitirdi adam, ve sonsuza kadar kapanmadan önce onlarla ne kadar çok şey görebilirseniz görün. 

                  (Sayfa 62) 




    Her geçen dakika, o evde geçen dakikalardan bir tane eksilmesi demekti. O hayatta.

                   (Sayfa 147) 




    "Kolay ölenler, bir hiç olanlardır."

                    (Sayfa 226) 




    


                                                    PUANIM ♛ 



                  5 YILDIZ:  Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım!  





    











2 yorum:

Ecrim Yavuz dedi ki...

Ben de bloguma yorum yazıyordum şimdi.Senin yorumunu okuyunca kitapla ilgili düşüncelerim tekrar bir tazelendi.Ve ben de senin gibi Werner için ağladım.En çokta onun için...

Zeynep Dilara dedi ki...

Ah Werner ahh 😭 hatırladıkça duygulanırım...

Yorum Gönder