Herkese muhteşem bir kitabın yorumundan merhaba! Hemen konuya girmek istiyorum, o yüzden çok uzatmamaya çalışacağım çünkü AY ALLAH'IM KİTAP O KADAR GÜZELDİ Kİ! Pazar sabahı bitirdim, cumartesi akşamı da başlamıştım zaten. Yani bu kitabın güzelliğini nasıl anlatabilirim hiç bilmiyorum! Mucizeleri Saymak, yaşadığımız en kötü olayların bile arkasında bir ışık olduğunu ve olağanüstü mucizelerin küçük şeylerin arkasına saklanmış olduğunu bize fark ettiren muhteşem bir kitap. Onlarca kez okusam bile bıkmam yani, o kadar güzel ve özel.
Konudan biraz bahsedeceğim, yani arka kapakta yazılanları buraya aktaracağım. 12 yaşındaki Willow Chance yaşıtlarından çok farklıdır ve böyle olmaktan da memnundur. Willow, çok önemli bir sayı olduğuna inandığı 7'ye takıntılı, çiçekli elbiseler yerine botanik bahçesine sahip olmayı tercih eden ve çaktırmadan her fırsatta insanları inceleyip tıbbı teşhisler koyan bir dahi.
Bayılarak okuduğum ve resmen bir melek olan sevimli Willow'un hayatı, anne ve babasını bir trafik kazasında kaybetmesiyle ciddi anlamda sarsılıyor. Hayatına farklı bir şekilde yeniden başlamak zorunda... ve bu yolculukta ona eşlik edecek eşsiz insanlar var. Hikayenin gerisinde de, yaşanan normal mucizeler falan filan var işte.
Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda Willow gibi sayısız mucizeler yaşayan insanlar olduğuna gerçekten inanmak istiyorum. Özellikle de, yazar devamını yazmasa bile Willow'un büyüyüp harika bir insan olacağına inanmak istiyorum. Büyüse bile, daha birçok mucize yaşayacağına inanmak istiyorum. Benim karşıma da Mai gibi, Dell gibi, Quang-ha gibi, Pattie gibi ve özellikle de Jairo gibi harika insanların çıkacağına inanmak istiyorum.
Kitap da olan her karakter muhteşemdi. Tabii Willow en başta geliyor ama yan karakterler bile cidden kendini çok sevdiriyor! Bu arada, kapağı da aşırı şirin ya! Orijinal kapağı kullanarak Domingo Yayınları harika bir iş çıkarmışlar! İç bakısı, sayfa kalitesi falan da muhteşemdi!
Yazarın dile de harikaydı! Goodreads da gördüğüm kadarıyla bir çok kitabı var! Sadece iki kitabı Türkçe'ye çevrilmiş, umarım diğer kitapları da kısa zamanda çevrilir. Holly benim yeni favori yazarım oldu!
Okumam için böyle harika-muhteşem-müthiş olan bir kitabı bana gönderdikleri için de Domingo Yayınları'na sonsuz teşekkürler! Muhteşem kitaptan bir kaç tane muhteşem alıntı bırakıp yazıyı bitiriyorum.
ALINTILAR ♛
O sonbahar beni bir eğitim danışmanına götürdüler, kadın benimle ilgili bir değerlendirme yaptı. Sonra da annemle babama bir mektup gönderdi.
Mektubu okudum.
Mektupta "üst düzeyde yetenekli" yazıyordu.
İnsanlar "alt düzeyde yetenekli" olabilir mi?
Ya da "orta düzeyde yetenekli"?
Ya da sadece "yetenekli"? Muhtemelen bütün etiketler birer lanettir. Deterjan kutuları üstündekiler hariç.
Çünkü bana kalırsa, insanı tek bir özellikten ibaretmiş gibi düşünmek pek iyi bir fikir.
(Sayfa 15-16)
Hala yürüyebiliyor, konuşabiliyor, nefes alabiliyorum, ama hiçbirinin bir amacı yok.
Hiçbiri vücudumun yaptığı şeyler olmaktan öteye gitmiyor.
(Sayfa 110)
Şimdi anlıyorum, hayat aslında mayın tarlasında yapılan uzun bir yolculuk, hangi adımda havaya uçacağınızı asla tahmin edemezsiniz.
(Sayfa 138)
Düşünüyorum da, gerçeklik dediğimiz şey umutlarla düşlerin, korku ve ümitsizlikle harmanlandığı bir karışım aslında.
Sadece çizgi filmlerde, peri masallarında ve tebrik kartlarında pırıltılı sonlar var.
(Sayfa 149)
Karşılığında bir bedel istenmemesi, herhangi bir şeyi fazlasıyla cazip kılıyor.
Bedava olan şeyler asla bedava olmasa bile.
Sahip olmanın yükü, aslında her şeyin bir bedeli olduğu anlamına geliyor.
Sanırım, zengin ve ünlü kişilerin, fotoğraflarında genellikle fazlasıyla bedbin ve hüzünlü görünmelerinin sebebi bu.
Hep savunmada kalmaları gerektiğini biliyorlar. Çünkü başkalarının istediği bir şeylere sahipler.
(Sayfa 250)
PUANIM ♛
5 YILDIZ: Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım!
0 yorum:
Yorum Gönder