Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


31.7.15

"Mühür Bekçileri 6. Kitap Turu & Müebbet Aşk - Joyce Maynard" Kitap Yorumu ♛



    Merhaba ballar! Neler yapıyorsunuz, tatiliniz nasıl geçiyor? Hava o kadar bunaltıcı ki insanın hiçbir şey yapası gelmiyor. Yani benim gelmiyor, sizde durumlar nasıl bilemem tabii. Neyse işte, biz bekçiler turlarımızı yapmaya devam ediyoruz. Aslında baya iyi gidiyoruz bu işte, gittikçe alışıyoruz falan. Zaman geçtikçe çok daha iyi olacağımıza inanıyorum ben. Yani inşallah öyle olur.

    Biz altıncı kitap turumuzu April Yayınları ile yaptık. Müebbet Aşk'ın da filmi var bu arada. Fragmanı izledim ve yakında filmi de izlemeyi düşünüyorum. Tam emin değilim ama sanırım 2014 yılında falan çıkmış olması lazım. Film, kitaptan çok daha güzele benziyor. Oyuncuları falan da baya sağlam. Ay nedir benim bu çektiğim? Neden okuduğum kitapların filmlerini güzel yapıyorsunuz da kitaplarını iğrenç bir şekilde yazıyorsunuz? Hemen bunu açıklayın bana!

    Kitabımız, Henry adındaki 13 yaşında olan bir erkek çocuğunun yaşantısını anlatıyor. Henry'nin anne ve babası boşanmış. Babası yeni bir kadın ile evlenmiş, bir kız çocuğu olmuş. Zaten evlendiği kadının da bir oğlu var. Henry'nin annesi ise, (yani Adele) asosyal bir kadın olmuş. Evden hiç çıkmıyor, sadece oğlu ile konuşuyor falan filan. İşler böyle giderken, Henry ve Adele'ın hayatı bir süpermarkette değişiyor.

    Frank, hapisten kaçmış bir suçlu. Hastaneden kaçmış yani, apandis ameliyatı olmuş ve o sırada da pencereden atlamış. Bacağını falan kırmış ama bunlar önemsiz ayrıntılar. Önemli olan onun aranan bir suçlu olması. Bunu aklınızdan çıkartmayın, ben çıkarttım da ne oldu falan diyormuşum. Aman ya zaten spoiler vermeyeceğim. Sakin olun. Bunlar arka kapakta da yazıyor.



    İşte bu üç insanın yolları kesişiyor ve tanışıyorlar! Bundan sonra da kitabın sonuna kadar birlikteler ki bu gerçekten çok anlamsız. Yani ben bu kitabın amacını çözemedim. Vermek istediği bir mesaj var mı onu bile anlamadım ya. Öylece okuyup okuyup geçtim bu kitabı.

    Spoiler vermeyeceğim için karakterlerden bahsetmek istiyorum. Şimdi Henry, 13 yaşında bir ergen. Hem de erkek. Ben daha önce bir erkeğin gözünden de kitap okumuştum. Mesela Köpek Düşleri harika bir kitaptı. Onu okurken tek bir iğrenme belirtisi bile göstermedim ama bu kitabı okurken gösterdim. Henry tam bir ergen olarak hep kızları düşünüyor. Pardon, pardon kızları değil. Göğüsleri, kalçaları ve daha da iğrenç yerleri düşünüyor. Ama hep yani, hep. SÜREKLİ.

    Bunları düşünmesi sorun değil ama Joyce bunu fazla iğrenç anlatmış. O yüzden de o bölümler pek güzel bölümler değildi. Küçük bir çocuğunun aklının hep cinsellikte olması hiç ama hiç güzel değil. Sevmedim yani, sevemedim.

    Kitabı Adele ve Frank için okudum. Onlar çok şekerdi, yaşadıkları aşk da gayet yerindeydi. Vıcık vıcık da değildi, içinde iğrenç cinsel sahneler de yoktu. Henry olaya katılmasaydı, minicik yaşına bakmadan sürekli cinsellik düşünmeseydi bu kitap çok daha iyi olabilirdi. Zaten sonu da idare eder bir sondu. Ama zaman atlamasını sevmedim. Zaman atlamaları çok saçma bence. Dizilerde falan da hep bunu yapıyorlar. AŞIRI SAÇMA YANİ. Kapağı da sevemedim. Konuya benzetmeye çalışmışlar ama olmamış yani.

    Bize sponsor olduğu için April Yayınlarına da sonsuz teşekkürler!








                                                  ALINTILAR  ♛ 




    Okumaya devam edemeyecek kadar yorulduğum için bir kitabı yarısında bırakmış ya da bir video kaseti ortasında durdurmuş gibiydim. Hikayenin devamını da öğrenip karakterlerin başına neler geldiğini görmek istiyordum ama karakterler bizlerdik.

                    (Sayfa 51) 




    Bazen insanlar kimin iyi, kimin kötü olduğunu ayırt etmekte zorlanabilir.

                   (Sayfa 126) 




    Hatırlanacak öyle çok şey vardı ki bazen en iyisi unutmaktı.

                   (Sayfa 133) 









                                        PUANIM ♛ 



        3 YILDIZ:  Bitirmek için kendimi öldürdüm ama idare edeceğiz artık ne
                                                yapalım?  






0 yorum:

Yorum Gönder