Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


24.6.15

"Gabriel Arafta - Sylvain Reynard" Kitap Yorumu ♛



    Herkese yine uykulu bir sahur gecesinden merhaba! Bugün de fena zor geçti benim için, açlıktan ölecektim. Hatta ölmek üzereydim, zor dayandım desem daha iyi olur. Ramazanda aç aç da kitap fena zor okunuyor ya. Kitap ne kadar muhteşem olursa olsun kendimi veremiyorum. Midem de sürekli
gurulduyor, hiç susmuyor öküz. Umarım kalan günler çabuk geçer.

BU YORUMU OKUYANLARIN DİKKATİNE, BİRAZDAN SPOILER VERECEĞİM! 


    Ramazan'ın zorluğunu da dile getirdiğime göre, kitabın yorumuna geçelim artık. Gabriel'in Cehennemi üçlemesinin ikinci kitabı olan Gabriel Arafta dün gece bitti. Bu serinin her kitabı muhteşem! Gabriel harika, olağanüstü, mükemmel biri! Onun gözlük taktığı safir mavisi gözlerine ölebilirim! Çok fena seviyorum ya, çok fena. Neyse, üçlemenin ikinci kitabında romantizm ve tutku tam gaz devam ediyor. Gabriel ve Julia kitabın başlarında üniversiteden gizli bir ilişki yaşamaya devam ediyorlar. Yasak aşk yani bir nevi. Eğer bunu üniversite öğrenirse Julia'nın Harvard'a gitmesi imkansız olur ve onu okuldan atarlar. Gabriel'in kariyeri de büyük bir darbe alır.

Gözlüklü ve üstsüz bir Gabriel.
Kalp krizi sebebi işte budur.

    Bu yüzden bizim ikili ilişkilerini sır gibi saklıyorlar. Aileleri dışında kimse bilmiyor. Keşke böyle devam etse ama maalesef sürtük Christa Peterson onları şikayet ediyor. Bu yüzden üniversitede de onlar hakkında soruşturma açılıyor. İşler gittikçe kötüye gidiyor yani. Ben o sahnelerde sürtük Christa salağına fena küfürler etmiştim. Beyinsiz yani kendine ne sanıyor da koskoca Profesörü şikayet ediyorsa! Kan beynime sıçradı o sahnelerde. Yani Christa gerçek olsa, yanımda olsa fena benzetirdim onu.

    İşte dediğim gibi üniversite bunları öğreniyor ve çok kötü olaylar oluyor. Allah'ım ya gözlerim falan doldu benim o sahnelerde. Ciddi ciddi hüngür hüngür ağlayacaktım. Hele Gabriel'in tüm suçu üstlenmesi. Julia'nın iyiliği için ondan vazgeçmesi. Çok güzel seviyor ya adam, çok fena güzel seviyor.

    Lütfen Allah'ım, ne olur ya bana da bir Gabriel nasip et. Amin.

    Aslında kitabın başlarında, hele de o giriş kısmında ikisinin ayrılacağı çok belliydi. Kendimi hazırlamaya çalıştım, üzülmemeye de çalıştım ama bunu pek başardığım söylenemez. Neyse ki, sonunda tekrar birleştiler. Hele o evlenme teklifi, başlardaki İtalya sahneleri. Hepsi ama hepsi muhteşemdi. Yazarın kalemi öyle akıcı, öyle güzel ki sayfalar soluksuz okunuyor. Gabriel muhteşem bir şekilde tasarlanmış. Onun konuşmaları, düşünceleri, hayran olunacak zekası, safir mavisi gözleri, yani her şeyi olağanüstü.

    Son kitap için hem çok heyecanlıyım hem de çok hüzünlüyüm. Keşke bu seri beş kitap falan olsaydı, üç kitap çok az ama ya. Ben Gabriel'e veda etmeye hiç hazır değilim.





                                                 

                                                   ALINTILAR ♛ 



    "Richard, iyi niyetle söylüyorum, eski tarz biri." Julia gülümsedi. "Senin de öyle olmana bayılıyorum."
    Gabriel homurdandı, tıraşına devam etti. "O kadar da eski tarz değilim, olsam seninle açık havada delicesine sevişmezdim. Kama sutra'dan en sevdiğim bazı pozisyonları da sana göstermeyi hayal edip durmazdım." Göz kırptı. "Ama kibirli itin tekiyim ve birlikte yaşaması çok zor biriyim. Beni evcilleştirmen gerekecek."
    "Peki, bunu nasıl yapacağım, Profesör Emerson?"
    "Hiç gitmeyerek." Yüzünü ona çevirirken sesi alçalmıştı.
    "Ben seni kaybetme konusunda daha fazla endişeliyim."
    Gabriel eğilip onu alnından öptü. "O halde kaygılanacak hiçbir şeyin yok."

               (Sayfa 21) 




    Gabriel "Tek trajedi seni kaybetmek olurdu," dedi, onu hafifçe öptü.
    "Beni ancak, sevmekten vazgeçtiğin zaman kaybedersin."
    "O halde şanslıyım; hep benimle kalacaksın."

               (Sayfa 55) 




    "Sen çok güzelsin. Her yanın bir şaheser, tependen tırnağına kadar. Sen Boticelli'nin Venüs'ü ve Beatrice'isin. Sana nasıl taptığım hakkında hiçbir fikrin var mı? İlk gördüğüm gün kalbimi çaldın... daha on yedi yaşındayken."

              (Gabriel, sayfa 99) 




    Sevgi, birine bir iyilik yaparken karşılığında bir şey beklememektir.

             (Julia, sayfa 321) 




    "Başka hiç kimse olmadı. Yalnızken bile kollarım doluydu. Ama sen bana, bir başkasına aşık olduğunu söyleseydin, mutlu olduğunu söyleseydin, gitmene izin verirdim. Beni yıkacağını bile bile." Yüzünü buruşturdu, sesini fısıltı düzeyine indirdi. "Seni sonsuza kadar seveceğim Julianne. Sen beni sevsen de sevmesen de. Bu benim Cennet'im. Ve aynı zamanda Cehennem'im."

             (Gabriel, sayfa 386) 




    "Hiçbir erkek sana evlenme teklif etti mi?"
    Julia başını iki yana sallıyordu. Eli ağzına uçmuştu.
    "O halde ben ilk olduğuma sevindim."
    Elmayı sihirli bir kutuymuş gibi açtı, Julia orada kırmızı kadifelerin katları arasında pırıl pırıl parlayan bir pırlanta yüzük gördü.
    "Senin için ilk ve son olmak istiyorum. Seni seviyorum, Julianne. Sana kalbimi ve hayatımı sunuyorum.
    "Evlen benimle, karım ol, arkadaşım ol, sevgilim ol, rehberim ol. Kutsanmış Beatrice'im ve taptığım Julianne'ım ol." Sesi biraz titredi. "Benim olacağını söyle. Sonsuza kadar."
    "Evet," diyebildi Julia, yaşlar gözlerine dolmadan önce.

             (Sayfa 419) 







                                                   PUANIM 



                 5 YILDIZ:  Satırlarına aşık oldum! Hadi gidip evlenelim, tatlım!







0 yorum:

Yorum Gönder