Bir Kraliçe, istediği kitaplara sahip olmak için çok kötü şeyler yapar...


29.1.15

"Tatlı Sır - Jamie McGuire" Kitap Yorumu ♛



    Saçma bir tatil gününden herkese merhaba! Sizin tatiliniz nasıl geçiyor bilmiyorum ama ben kendimi pek tatilde gibi hissetmiyorum. Şuan için kitap okumak, dizi izlemek ve boş boş dolaşmak arasında mekik dokuyorum. Umarım sizinki benimkinden çok daha güzel geçiyordur. Neyse işte, biten bir kitap için yeniden birlikteyiz. Yorumu dün gece yapacaktım ama o anda dizi izlemek çok daha cazip göründüğü için, bu sabaha erteledim bende.


    İlk olarak kitabı okumamış olanlar için bir uyarım var. Bu yorumda fena ağır bir şekilde Spoiler ve haberiniz olsun. Şimdiden söylüyorum yani. SPOILER uyarısı.

    Şimdi kitaba geçebiliriz işte. Kitap Cami adlı kızımızın ağzından anlatılıyor. Kendisini çok sevdim. Kesin yani Abby'den çok daha fazla sevmişimdir. Hem kız eğlenceli, hem de yaptığı tüm o şeyleri sevdikleri için yapıyor. Benim çok da şaşırmadım o sırrı bile onun için söylemiyor.

    O dediğimiz kişiye gelirsek, yani onun kim olduğu o kadar bariz bir şekilde ortadaydı ki, ilk ondan bahsedildiğinde bile benim aklımda bir şeyler şekillenmişti bile. Hem o kadar çok ipucu vardı ki, yani Coby'nin Trenton aşkımı görünce o sanması, Cami'nin kendini hep suçlu hissetmesi, ilişkilerinin sadece yakın arkadaşlarının bilmesi, California. Hepsi doğru yolu giden bir okuyucu için büyük ipucular. Hadi tüm bunlara rağmen kim olduğunu anlayamadınız, o hastane sahnesi bile kocaman bir ipucu yahu. O sahnede kesin anlamışsınızdır zaten. Benim demek istediğim, ben onun kim olduğunu zaten biliyor gibi bir şeydim yani. Çok şaşırmadım, hatta hiç şaşırmadım desem daha doğru olur.

    Büyük sırrı eleştirmeyi de geçtiğimize göre Trenton aşkıma gelelim. Kendisi muhteşem ötesi. Gerçekten yani bunu ilk önce belirtmek istiyorum. Dövmeleri, tavırları, konuşmaları. Allah'ım her şeyi mi harika olur bir insanın! Çocuklarla bile ilgileniyor ya. Çocuk demişken bir de kitapta Olive var. Kendisi şeker mi şeker beş yaşında küçük bir kız çocuğu. Trenton ile ne ilgisi var kitapta okuyun artık.

    Dövmeci dükkanında çalışanlar ayrı bir alem zaten. Müthiş bir arkadaş ortamı var orada. Yani kitabı okurken, bende istiyorum diye bağırma olanağınız çok yüksek. Hazel fena komik zaten. Her sahnesi için kahkaha atabilirsiniz. Calvin ve Bishop da çok tatlılar. Tabii o ikisinin arasında ne var hala çözebilmiş değilim.


    "Alo?"
    "Hazel bugün işe gelmeyeceğini söyledi. İyi misin?" 
    "Şey..." 
    "Hasta mısın?" 
    "Hayır." 
    "O zaman neden işe gelmiyorsun?" 
    "Ne yapacağını bilemeyip, bok gibi kalma sendromu yaşıyorum da ondan." 



    Kitapta Travis bebeğimi de bolca görüyoruz. Cami'den Abby için tavsiye bile istiyor mesela. Onların birkaç sahnesini de görüyoruz. Abby'i omuzuna atıp eve götürmesi gibi. Daha sonra, kitabın sonlarına doğru dövüşte çıkan yangın sahnesi var. Trenton aşkımın neden o gece Abby'i bırakıp gittiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Ah, şu Maddox erkekleri. Hepsi birbirinden muhteşem.

    Kitabın sonu nasıl tatlıya bağlanıyor söylemeyeceğim. Sadece mutlu son gibi bir şey olduğunu bilin. Cami ve Trenton aşkımın iddiaya girmesi beklemediğim bir şeydi. Hani Travis'in bekarlığa veda partisinde tanga giyip herkesin önünde dans etmişti ya? İşte o Cami'nin evlenmek için koyduğu bir iddia. Muhtemelen onlar da bir sene sonra gibi az bir süre zarfında evlenmişlerdir. Zaten birlikte yaşamaya da başlamışlardı.

    Genel olarak kitap romantikten çok eğlenceliydi bence. Zaten konu Trenton olunca eğlenmemek mümkün değil sanırım. Raegan ve Kody ilişkisi de çok sevimliydi bence. Her ne olursa olsun tekrar birlikte olmaları da çok fena süperdi. Hepsi birlikte çok fena eğleniyorlar, kıskanmamak elde değil. Maddox erkekleri her zaman mükemmel oluyor işte. Hem de hepsi.






                                      ALINTILAR ♛



    "Tanrım, adam bir at gibi yiyor."
    "Adamın cüssesi de at gibi. Hem de her yeri."
    "Iy, ıy, ıy, ıyyy, "dedim kulaklarımı ellerimle kapatarak. "Sabahın köründe gözümde böyle bir şeyin canlanması hiç gerekli değildi. Aslında hiç canlanmasa da olurdu bak."

                 (Cami ve Raegan, sayfa 32) 




    Trenton'a yaklaşıp parmağımı göğsüne doğrulttum. "Eğer bir kez daha bu haltı yersen, seni buradan attırırım."
    Trenton'ın dudaklarının bir kenarı yukarı kıvrıldı. "Yumruklaşmayı mı, yoksa öpüşmeyi mi?"
    "Götünün ağzından çıkan bok miktarını kıskandığı oluyor mu?" dedim, barın etrafında dolaşırken.
    "O espriyi daha önce duymuştum!" diye seslendi Trenton. Birasını tezgahın üstünden aldı ve hiçbir şey olmamış gibi bilardo masalarına ilerledi.

                   (Cami ve Trenton, sayfa 99) 




    "Biz ne yapıyoruz Cami?" diye sordu. "Bu nedir?"
    "Biz arkadaşız! Bunu sana daha önce de söyledim zaten!"
    "Bok arkadaşız!"
    Olive'in parmağı ikili koltuğun üstünde belirdi. "Küfüv ettiğin için kavanozuma beş kuvuş atman lazım."
    "Affedersin," dedi Trenton, kaşlarını çatarak.
    "Yani şimdi sen... onunla eve gitmedin mi?" diye sordum.
    "Onu nereye götürecektim ki? Babamın evine mi?"
    "Bilmem belki bir otele gitmişsinizdir?"
    "Para biriktirmek için içki almıyorum, sen kalkmış daha yeni tanıştığım rastgele bir kız için bir otel odasına yüz kağıt bayılacağımı mı düşünüyorsun?"
    "Daha az akıllıca şeyler yaptığın da olmuştu."
    "Ne gibi mesela?"
    "Tutkal yemek gibi mesela."
    Trenton başını eğip bakışlarını kaçırdı, tiksindiği ve belki de biraz utandığı her halinden belliydi. "Ben hiçbir zaman tutkal yemedim."
    Kollarımı kavuşturdum. "Evet, yedin. Bayan Brandt'ın dersinde."
    Raegan omuzunu silkti. "Evet yedin."
    "Sen benimle aynı sınıfta değildin Ray!" dedi Trenton.
    "Aynı zamanda Cami'ye bakılırsa oldukça düzenli olarak kırmızı kalem de yiyormuşsun!" dedi Raegan, kahkasını bastırmaya çalışarak.

                    (Cami, Trenton ve Raegan, sayfa 153) 




    Yeniden kollarımı kavuşturdum, yüzümün kızardığını hissediyordum. "Dün gece çirkef ağızlı olduğunu düşünüyordum... şimdiyse klozet ağızlı olduğundan eminim."
    "Sadece benim kız arkadaşım, bu kadar hasta bir benzetme yaparken kulağa seksi gelebilir."

                     (Cami ve Trenton, sayfa 279) 




    "Çocukluğumuzdan beri mi? Ama sen benimle hiç konuşmadın. Kim olduğumu bildiğinden bile emin değildim."
    Bir kahkaha attı. "Beni dehşete düşürüyordun."
    Bir kaşımı kaldırdım. "Maddox kardeşlerden birisini? Korkuyordun öyle mi?"
    Yüzü buruştu. "Zaten ilk sevdiğimiz kadını kaybetmiştik. Bunu bir kere daha yaşama düşüncesi ödümüzün bokumuza karışmasına neden oluyor."

                      (Cami ve Trenton, sayfa 323) 







                                                 PUANIM  



4 YILDIZ:  İlişkimiz böyle güzel devam ediyorken neden bu kadar çabuk bittin ki?


 









2 yorum:

Unknown dedi ki...

Şu meşhur sırrı kitabı okumadan ben bile anladım ;)))

Zeynep Dilara dedi ki...

O kadar bariz yani! Belkide sadece sen zekisindir. :D ^_^

Yorum Gönder